Laiklik devlet düzeninin ve hukuk kurallarının dine değil  akla ve bilime dayandırılmasıdır. 
Laiklik, dinin doğru uygulanabilmesinin teminatıdır!..

O; tarih boyunca hakkında elli bine yakın kitap, yüz binlerce makale yazılmış tek Türk’tür!..

Tarihe Dair Notlar
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi24
Bugün Toplam137
Toplam Ziyaret162407
Atatürk ve Cumhuriyet Düşmanları/Bilge Altun

Demokrasi diye bir şey yok, laiklik ve Cumhuriyet cehenneme gitmenin teminatıdır diyenlerle mücadele ediyoruz aslında biz.

Atatürk düşmanlığının temelinde bu düşünce yatıyor.

Elbette ki bu kişilerin kökeni Türk değil!..


Onlara göre Atatürk, Cumhuriyeti kurarak İslam'a ihanet etmiştir. Buna inanıyorlar
da gerçekten. Atatürk zamanından beri zerk ediliyor bu zehir!

Düşünsenize, o yıllardan bu yıllara, dededen toruna katlanarak günümüze gelen korkunç bir ihanet çetesi var karşımızda!

Çocuklarına İslam'ı öğretirlerken, pardon öğrettiklerini sanarken, aynı zamanda da bu nefret aşılanıyor küçük yaşlarından itibaren.

O kadar eminler ki doğru yaptıklarından, beyinlerinin feci biçimde yıkandığının farkında bile değiller öfkelerinin haklı olduğunu sanarak.

Hatta şunu dahi söylediklerine şahit olmuştum bir zaman: “Atatürk, bilimden uzaklaştırdı bu toplumu. Hep toplumu yozlaştırdı.”

Bu cümlenin hangi bir yerini düzelteceğini şaşırır insan. Yozluğun insan olmaya dair tüm değerlere, hatta genlere kadar nasıl bir anomali yarattığının açık delili aslında bu sözler!

Bunu söylemeye bile gerek yok ama olur da okumaya tenezzüle eden birinin aklına girer düşüncesiyle belirtmeliyim ki Atatürk; “Benim sözlerim/düşüncelerim bilimle ters düşerse, bilimi tercih edin.” diyen bir liderdi...

Tabii mantık arıyoruz hala. Yazık ki çok zor!

Bir tarafta Cumhuriyetin cehenneme gidiş yolu olduğunu düşünürlerken, tüm bunlara tezat Işid'i haklı buluyorlar. Argümanları da şu: “Irak'ta; çoluğuna çocuğuna onca işkence, tecavüz, katliam yapılmasından dolayı bu insanlar delirdi." Aslında bu, tüm bakış açılarının tam bir özeti!

"Peki, İslam bunun neresinde? İnsan öldürmek, tecavüz, katliam yaparken kendini haklı görmek İslam'ın neresinde?" diye sorduğumuzda ise cevap yine karşı taraftan geliyor: "Tam da göbeğinde!" Bakın bunu biz değil, onlar söylüyor. Bizler söylediğimizde İslam düşmanı oluyoruz. Ama onlar söylediğinde haklı!

İşte bu zihniyetin Atatürk, Cumhuriyet, Asker, kendinden olmayan(kafir gördükleri) diğer Cumhuriyet insanlarıyla büyük hesabı var!

Yetiştikleri yerlerde yaşayamadıklarının, daha küçüklükten başlayan eziklikle birleşen(baskı yüzünden bir türlü diğerlerinden olamama) büyük kinleri var.

Sonuçta laikliğin nimetlerinden faydalanıp(farklı dergahlar kurma, kendi cemaat inancını özgürce yaşama) laikliği cehenneme gidişin teminatı görmek, hangi mantıkla izah edilebilir?..

Laiklik olmasa, şeriat yönetimindeki zat ne derse, nasıl bir inanç sistemi belirlerse onu yaşayacak, karşı çıkma hakkı da olmayacak. Çünkü şeriat her ülkede farklı uygulanıyor. Peki, bu ülkede doğru uygulanacağını kim garanti edebilir?.. Hiç kimse!

İşte cehenneme gidiş anahtarı dedikleri laiklik, kendi inanç sistemine göre rahat yaşamasını da belirliyor. Özetle laiklik, dinin özgür bir biçimde yaşanmasının da teminatı.

Fakat bunu reddediyor. Yazık ki bu yoz zihniyetin anlama, analiz etme, sorgulama düşüncesi yok. Çünkü sorgularsa kendisini dinden çıktı sanıyor.

Yazık ki yönetime gelenler de tam bu düşünce içerisindeler! Yetiştikleri yerlerde tam da bu zehirlerle büyütüldüler!

Onların inanç(sözde dini) sistemlerine göre aynı görüşü savunuyorlarsa Cumhuriyet düşmanı da olmak zorundalar. Bakın böyle yetişip yetiştiriyorlar.

Bu nedenle Cumhuriyet, Atatürk düşmanlığı, TSK, bizler/onlar ayrımcılığı, tarihimizi küçümseme, kendilerini büyük gösterme hep bu yüzden!

Geldikleri toplum yıllardır bu argümanları kullanıyor ve haliyle biliyorlar kendi kitlelerini nasıl afyonlayacaklarını!

Yani sizin, benim anlattığımız hiç bir konu bunların aklına girmeyecek. Çünkü sizin, benim iyi niyetimize karşılık onlar çok büyük öteki ve bundan çok memnun!

Sosyal medya içinde ya da dışarıdaki provokasyonlarına, sürekli tehdit etmelerine, işi neredeyse gizli cihad çağrısına kadar götürmelerine doğruca buradan bakın.

Örneğin onlar, köprüde masum erlerimizi katletmedi kendilerine göre! Onlar düşman askerini kesti! Işid kafasına göre haklıydı da üstelik!

Bu katliamı yapanların neden sorgulanmadığına bakıp durumun vahametini görün.

Özetle; Cumhuriyetin ilanından beri biriktirdikleri büyük kinin sonuçlarını yaşıyoruz! Ve yazık ki hepsi tek bir işarete bakıyor cennete gideceklerine ve/veya neredeyse peygamber(!) ilan ettikleri kişiye yaranacaklarını sanarak!

Yazık demeyeceğim bu kişiler için! Çünkü Tanrı: “İmanı isteyene veririm.” diyor, bize söz düşmez!..

Peki ne olacak böyle?” dersek;

İslam inancına göre, hem bu dünyada hem de öbür dünyada bir sonu var elbet!.

Fakat bir sonuç hiç değişmiyor: O kesimin zoruna gidecek ama Tarih, Tanrı'nın Türk'ün yanında olduğunu defaatle yazmıştır!..

 

  
684 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın