VAHDETTİN (Osmanlı Padişahı)“ İngiliz ulusuna karşı beslediğim sevgi ve hayranlık duygularımı babam Sultan Abdülmecit’ten miras aldım. Ümidimi Allah’tan sonra İngiltere’ye bağladım.”
“ Sultan Vahdettin, İngilizlerin Osmanlı topraklarında idareyi mümkün olduğu kadar süratle ellerine almasını istiyor.” (1919)
İngiliz Karadeniz Ordu Komutanı General Milne’nin Londra’ya İngiliz Genelkurmayı’na yazdığı rapor’dan...
Sadrazam Damat Ferit Paşa: “Padişah ve benim yegane ümidimiz, Allah’tan sonra İngiltere’dir.”İngiliz Amiral Calthorpe’e
Sadrazam Tevfik Paşa: “Tevfik Paşa İngiltere ile gizli bir anlaşmaya varılarak Osmanlı Devleti’nin İngiltere’ye bağlılığının sağlanmasını istedi.” Yüksek Komiser Amiral Calt Horpe’un raporundan. 06.06.1919
“Ankara Serv antlaşmasını kabul etmelidir.” 04.11.1920,
“Anadolu’yu boşaltmaları karşılığında, Trakya Yunanlılara bırakılabilir.”A.İzzet Paşa kuruluna verdiği talimattan.19.09.1921, Bakanlar Kurulu
Sadrazam Salih Paşa:“İngiltere’ye direnip durmak gereksiz ve tehlikelidir.” 20.08.1921
Hariciye Nazırı Mustafa Şerif Paşa: “Kendim, kabinedeki arkadaşlarım, Sultan ve geniş bir halk kitlesi adına katiyet ve ciddiyetle temin ederim ki, umumun arzusu İngiltere tarafından idare edilmektir.”
16.12.1918, İngiliz Ordu Komutanı General Milne’ye..
Hariciye Nazırı Sefa Bey: “Osmanlı Hükümeti Ermenilere toprak verilmesini kabul ediyor.”
29.01.1921, İngiliz Yüksek Komiseri Rumbold’a...
Adliye Nazırı (Medrese çıkışlı) Ali Rüştü: "General Paraskevopulos'un ordusu, şimdi sürat ve şiddetle harekata devam eyleyecek olursa, birkaç haftada Ankara önlerinde bulunacaktır. Yunan ordusunun başarısı için dua ediniz! Yunan ordusunun ilerlemesi hükümetimizin programına uygundur. Bu ordu bizim ordumuzdur!" - 12.07.1920
Nazır Rıza Tevfik: "Anadolu direnişi bir blöftür. Avrupa medeniyeti Anadolu'yu bu zararlı haşereden temizleyecektir. Hüküm galibindir. Medeniyeti temsil eden İngiltere gibi bir devlete itiraz etmek küstahlıktır." - 1920
İngiliz Muhipler Derneği Başkanı, Adliye Nezareti Müsteşarı ve yazar Sait Molla“İngiltere Osmanlı Devleti'nin yönetimine el koyarsa, saltanat ve hilafetin İngilizler elinde bulunduğunu gören Mısır ve Hindistan Müslümanlarının da İngiltere'yle dost olmanın gereğine inanacakları aşikardır.”
“İngiliz mandası istediğinizi bütün itilaf temsilcilerine, hükümete ve gazetelere bildiriniz.." 23.05.1919, Belediyelere genelgeden...
“Anadolu’daki Milliyetçi hareket boşa gitmeye mahkumdur..." - 01.05.1920
Yazar ve Nazır Ali Kemal: "Avrupa ile başa çıkmayı asırlardan beri Asya'nın hangi kavmi başardı ki biz başarabilelim." 06.02.1921
“Bu ülkedeki yabancı askerler, Teşkilat-i Milliye'den bin kere daha iyidir." - 23.04.1920
“Ankara’dakiler Kars’ı almışlar. Demek ki işlemediğimiz bir hata kalmıştı. Ermenistan'a taarruz ile onu da tamamladık... Ankara yâranı nihayet meramlarına erdiler. Ermenistan'a yürüdüler. Kars'ı işgal ettiler." 11.11.1920
"Ankara'dakilerin Yunanlılara hala meydan okumalarına çılgınlıktan başka bir sıfat verilemez. Yunanlılarla aramızda akılca da, ilimce de, kuvvet bakımından ve her açıdan bu kadar fark varken onlarla muhabereye girişilemez." 07.08.1920
Yazar Refik Halit Karay: “Anadolu’da bir patırtı, bir gürültü, kongreler, beyannameler falan, sanki bir şey yapabilecekler. Blöf yapmanın sırası mı? Hangi teşkilatın, hangi kuvvetin var? Bu ne hayal. Kuzum Mustafa, sen deli misin?” 1919
Yazar Refi Cevat Ulunay: "Türkler kendi güçleri ile adam olamaz. İngilizler elimizden tutup bizi kurtaracak." - 21.05.1919
“İstiklâl diye bağıranlar kötü niyetlidir." 31.08.1919
"Tek çarenin galiplerle uyuşmak ve anlaşmak olacağı bu kafasızlarca ne zaman anlaşılacak?" - 23.03.1920
“Anadolu’daki Milliyetçi hareketi yok etmek, millet için var olma meselesidir... O alçaklara karşı çıkanlar, islama, halifeye, padişahımıza unutulmaz hizmette bulunmuş olacaklardır.“ - 04.04.1920
"Yunanistan kısa zamanda Mustafa Kemal kuvvetleri denen çapulcuları tamamen tepeleyecektir." - 08.09.1920
"Anadolu ile değil, Yunanistan ile anlaşmalıyız." - 15.10.1920
Adana Valisi Abdurrahman’ın demeci: "Ayaklanma için sebep yoktur. Fransızlar bizim iyiliğimizi istiyorlar." - 05.11.1920
İzmir Valisi Kambur İzzettin'ingenelgesinden: "Yunan kuvvetlerinin özel bir tören ve saygı ile karşılanması...." - 26.05.1919
Anzavur Ahmet (Kuva-i Muhammediye Birlikleri Komutanı): “Göğsümde iman, başımda kuran ve elimde padişah fermanı olarak geliyorum. Başta Kemal olmak üzere Kuva-i Milliyeci subayların hepsini keseceğim, Kemal’in kafasını padişaha götüreceğim.” 1.10.1919
Padişah tarafından paşalık verilen ve İzmit Mutasarrıflığına getirilen Anzavur Ahmet: “Padişah Yunanlılarla harp edilmesine razı değildir. Yunanlılar bizim dostumuzdur. Padişahın emir ve rızası hilafına olarak, onlara silah çekmek küfürdür, isyandır." - 1920
Anadolu Cemiyeti'nin İstanbul'daki Yunan Başkomiserliğine önerisi: Amaç Ankara hükümetine karşı, Yunanistan‘ın yardımıyla, Sultan’ın ve Yunanistan’ın himayesi altında bir Batı Anadolu devletinin kurulmasıdır... Kemalist kuvvetler bastırılacak; bütün Anadolu Mustafa Kemal'in elinden kurtarılacak. Bunun için kurulacak gönüllü Anadolu ordusunun talim ve silahlarından Yunan başkomutanı sorumlu olacak, bir miktar yunan subayının bu orduya katılması sağlanacak... Yunanistan, masraflarını karşılamak üzere cemiyete 100.000 Lira verecek." - 9.12.1921 (Anadolu Cemiyeti Vahdettinci bir örgüt olup o aşamada Şeyhülislam Mustafa Sabri başkanlığı altında idi)
Şeyhülislam Dürrizade Abdullah’ın Fetvası:“Padişahın izni olmadan, yabancı askerlere karşı duranları, asker ve para toplayanları tek tek veya topluca öldürmek islamın gereği ve görevidir. Milliyetçileri öldürenler gazi sayılır, bu yolda ölenler şehit.” 1920
Şeyhülislamın verdiği fetvalar İngiliz ve Yunan uçaklarıyla tüm Anadolu’da atıldı ve işbirlikçi yandaş gazetelerde yayınlandı...
Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi:"Benim elimden gelse Türkleri Arap yaparım, diğer Müslümanları da. Bunların vaktiyle Araplaşmadığına da çok eseflenirim. Arap dili, ne Türk diliyle ne de Çerkez diliyle kıyas kabul etmeyecek derecede üstünlüğe sahip olduğundan, insanın, milliyetin küçüğüne sahip olup da onunla iftihar edeceğine büyüğüne sahip olarak onunla iftihar etmesi daha kárlı ve makul olur.”
Divitli Eşref Hoca: “İngilizlere meydan okuyoruz. Bu en büyük küfürdür." -1920
Delibaş Mehmet: "Halifenin müttefiki olan İngilizler Pınarbaşı'na doğru geliyorlar. Onlarla birlik olup Kuva-i Milliyecileri yeneceğiz". - 1920
"Kim Kemalci milliyetçilerle birlikte Yunana karşı gelirse şer'an kafirdir". 1920
Teal-i İslam* (İslamı Yüceltme) Derneği’nin bildirisi: "Yunan ordusu halifenin ordusu sayılır. Hiç de zararlı bir topluluk değildir. Asıl kafası koparılacak mahlukat Ankara'dadır." – 1920
Teal-i islam, “Halifenin Yardımcısı Ulemalar Teşkilatı” adıyla da anılmaktaydı.
Medrese Hocaları Derneği (Cemiyet-i Müderressin): "Kuva-i milliyeciler kudurmuş haydutlardır."
Edirne Tem'in gazetesinden: "Müftü Hilmi Efendi, Selimiye camii'inde hürriyetin ve adaletin saygı değer temsilcisi olan Venizelos hazretlerinin sağlığı için güzel bir dua okumuş, ve hazır bulunanlar şükran duygularını belirterek duaya katılmışlardır." 13.08.1920
Konya'nın 27 köyünün eşrafının İngiliz temsilcisine başvurusu: “Kemal elebaşılığındaki Milliyetçileri ezmek için İngiliz hükümetinin bize yardım elini uzatmasını talep ediyoruz." 28.10.1920
Milli Mücadelenin başladığı 1919 yılında Milli Mücadeleye karşı çıkan işbirlikçi parti ve cemiyetlerin tamamı Osmanlıcı, Hilafetçi, Şeriatçı, Kürtçü ve yabancıların mandasını isteyen parti ve cemiyetlerdir.
-Selamet-i Osmaniye Partisi (Şeriatçı, İngiltere’nin kontrolünde)
- Kürdistan Teal-i Cemiyeti (Doğu ve G.Doğu’da Kürdistan kurulması için İngiltere ve ABD tarafından destekleniyordu.)
- Teal-i İslam Cemiyeti (Şeriat isteyenler)
- İngiliz Muhipleri Cemiyeti (İngiltere himayesi isteyenler)
- Wilson Prensipleri Cemiyeti (Amerikan Mandası isteyenler)
- Hürriyet ve İtilaf Partisi (Kendilerini Sevr’i savunan liberaller olarak tanımlamaktadırlar, ancak İngiltere’nin kontrolündedirler, Milli Kurtuluş Hareketine ve Mustafa Kemal’e en şiddetli tepkiyi bu parti göstermiştir. )
- Mavri Mira Cemiyeti (Rum Patrikhanesi tarafından kurulmuş olup, Yunan hükümetinin kontrolündeydi. Amacı çeteler kurarak Milli Mücadeleye karşı çıkmak ve Anadolu’daki Yunan Ordusuna yardım etmekti.)
Bu parti ve cemiyetlerin tamamı Sevr anlaşmasından yana Anadolu’nun işgalini savunmuşlardır. Bunlar tam bir işbirliği halinde Anadolu Hareketine cephe almışlar, tüm isyanları ve ayaklanmaları da desteklemişlerdir.