Laiklik devlet düzeninin ve hukuk kurallarının dine değil  akla ve bilime dayandırılmasıdır. 
Laiklik, dinin doğru uygulanabilmesinin teminatıdır!..

O; tarih boyunca hakkında elli bine yakın kitap, yüz binlerce makale yazılmış tek Türk’tür!..

Tarihe Dair Notlar
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi30
Bugün Toplam289
Toplam Ziyaret162559

22 Ocak

1923 - Atatürk'ün, Bursa'da "Şark Sineması" salonunda halkla konuşması: "...İnsanlar olgunlaşmak için bazı şeylere muhtaçtır. Bir millet ki resim yapmaz, bir millet ki heykel yapmaz, bir millet ki fennin gerektirdiği şeyleri yapmaz; itiraf etmeli ki o milletin ilerleme yolunda yeri yoktur."

*Atatürk'ün, annesinin ölümü nedeniyle Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin başsağlığı dileklerini ileten Meclis II. Başkanı Ali Fuat (Cebesoy) Paşa'ya cevabı: "...Cenab-ı Hak, büyük validemiz vatanı gerçek kurtuluş ve refaha ulaştırmaya ve milletin bağımsızlık ve egemenliğini sağlamlaştırmaya çalışan Meclisimizi tarihî çalışmalarında başarılı kılsın!"

1924 - Başbakan İsmet Paşa'nın, Halife Abdülmecit Efendi'nin başkâtibi aracılığıyla bazı isteklerde bulunması üzerine, İzmir'de bulunan Atatürk'e telgrafı ve Cumhurbaşkanı Atatürk'ün cevabı: "...Halife ve bütün cihan, kesin olarak bilmek lâzımdır ki, mevcut ve korunmuş olan halife ve halife makamının, hakikatte, ne dinen ve ne de siyaseten hiçbir mâna ve varlık nedeni yoktur. Türkiye Cumhuriyeti safsatalarla mevcudiyetini, bağımsızlığını tehlikeye maruz bırakamaz. Hilâfet makamı, bizce en nihayet tarihî bir hatıra olmaktan fazla bir ehemmiyete sahip olamaz. Türkiye Cumhuriyeti devlet adamlarının veya resmî heyetlerin, kendisiyle temasını istemesi dahi Cumhuriyetin bağımsızlığına açık tecavüzdür. ...Halifenin hayatının temini ve geçinmesi için Türkiye Cumhurbaşkanının tahsisatından mutlaka aşağı bir tahsisat kâfi gelir. Maksat debdebe ve gösteriş değil, insanca hayat ve geçim temininden ibarettir. Hilâfet hazinesinden maksat ne olduğunu anlayamadım. Hilâfetin hazinesi yoktur ve olamaz. Böyle bir hazineyi ecdadından miras yoluyla elde etmişse resmen ve açık olarak bilgi verilmesini rica ederim."

1936 - Atatürk'ün, Kurun (Vakit) gazetesinde, Hatay davasıyla ilgili olarak, Asım Us imzasıyla yayımlanan başyazısı: "...Acaba Fransız devlet adamlarının bu işi böyle çıkmaza sokmaktan maksatları ne olabilir? ...Biz artık Fransız devlet adamlarına hitap etmeye gerek görmüyoruz. Bundan sonra Fransızların kendi menfaatleri namına dostları ve müttefikleri olan devletlerin, gerçeği yakından görerek durumun gereğine göre hareket etmelerini istiyoruz!" (Atatürk tarafından yazdırılıp Asım Us imzasıyla Kurun (Vakit) gazetesinde dizi halinde yayımlanan bu başyazıların sayısı beş olup 22-26 Ocak 1937 günlerinde yayımlanmıştır).

1938 - Atatürk'ün, bazı şikâyetleri üzerine Yalova'da Dr. Nihat Reşat Belger* tarafından muayenesi ve ilk defa olarak "siroz başlangıcı" teşhisinin konulması (bu teşhis, daha sonra diğer hekimlerle beraber Fransa'dan davet edilen Prof. Dr. Fiessinger tarafından da doğrulanmıştır).