Kanun-i Esasi'de "resmi dil"le ilgili üç madde
"Kânûn-i Esâsî", "Anayasa" anlamına gelir. Osmanlı Devleti'nin ilk ve son anayasasıdır.
Kanunuesasi'de "resmi dil"le ilgili üç madde vardır. Şöyledir:
Madde 18 - Tebaai Osmaniyenin hidematı Devlette istihdam olunmak için devletin lisanı resmisi olan Türkçe'yi bilmeleri şarttır.
Madde 57 - Heyetlerin müzakeratı lisanı Türkî üzere cereyan eder ve müzakere olunacak layıhaların suretleri tab ile yevmi müzakereden evvel azaya tevzi olunur.
Madde 68 - Heyeti Mebusan için azalığa intihabı caiz olmayanlar şunlardır: Evvelâ tebai Devleti Âliyeden olmıyan saniyen nizamı mahsusu mucibince muvakkaten hizmeti ecnebiye imtiyazını haiz olan salisen Türkçe bilmiyen rabian otuz yaşını ikmal etmiyen hamisen hini intihabta bir kimsenin hizmetkârlığında bulunan sadisen iflâs ile mahkûm olup da iadei itibar etmemiş olan sabian sui ahval ile müştehir olan saminen mahcuriyetine hüküm lâhik olup ta fekki hacir edilmeyen tasian hukuku medeniyeden sakıt olmuş aşiren tabiiyeti ecnebiye iddiasında bulunan kimselerdir. Bunlar mebus olamaz. Dört seneden sonra icra olunacak intihaplarda mebus olmak için Türkçe okumak ve mümkün mertebe yazmak dahi şart olacaktır.
Kısacası;
1) Osmanlı Devleti'nde memurların devletin resmî dili Türkçe'yi bilmeleri önkoşuldur.
2) Kurultaydaki (meclis) kişilerin, görüşmeleri Türk dilinde yapılır.
3) Kurultay'a Türkçe bilmeyenler seçilemez. Dört yıl sonra yapılacak seçimlerde milletvekili olmak için Türkçe okumak ve olabildiğince yazmak da koşul olacaktır.
Çok uluslu Osmanlı Devleti bile Türkçeden başka dili resmi dil olarak kabul etmedi.
Alıntı: Türk Sanat
Yorumlar -
Yorum Yaz