Platon'a Dair
Platon felsefesi Anti Çağ’ın ilk ve en büyük sistemidir. Bu sistem gerek ele aldığı sorunların özgünlüğü ve insan için her zaman vazgeçilmezliği bakımından, gerekse de yanıtlarının tutarlılığı bakımından felsefe tarihinin en büyük sistemlerinden biridir. Platon sonrasındaki tüm felsefeler doğrudan da dolaylı olarak Platon felsefesiyle ilişki içindedir. Platon’dan günümüze ulaşan ve ona ait olduğu saptanmış eserleri: 13 mektup, Apologia (Sokrates’in Savunması) ile 34 diyalog ve bir de düz yazılmış olan Yasalar”dır. Bunlar Platon’un felsefedeki gelişim evrelerine göre dizilişi şöyledir:
Gençlik dönemi eserleri: Apologia (Sokrates’in Savunması), Kriton, İon, Lysis, Protagoras, Lakhes, Kharmides, Euthyphson, Politeia I. Georgias, Thenon, Euthydemos, Küçük Hippias, Büyük Hippias, Thenexeons.
Olgunluk dönemi eserleri: Phaidon, Symposion (Şölen), Politeia II – X, Yaşlılık Dönemi eserleri: Parmenides, Politikos, Timaios, Kritias, Theatetos, Sophistes, Philebos, Nomoi (Yasalar).
Başlıca eserlerinin özetleri:
Devlet, günümüze kadar yazılmış politika kitaplarının en büyüklerinden biri sayılır. Platon bu diyalogunda insanın içindeki yüksek yetenekleri hangi türden bir topluluk içinde geliştirebileceği sorununu işler. Devlet; o zamanın Yunan toplumunu ayrıntılı bir biçimde eleştirir, temelde kusursuz bir devletin nasıl olacağını çizer. Bu özelliğiyle devlet kendisinden sonraki tüm ütopyalara örnek olmuştur. 10 kitaptan oluşan Devlet, başlıca üç bölüme ayrılabilir. Birinci bölümde kusursuz bir yönetim biçimi anlatılır. Bu yönetimin yöneticileri filozoflar arasından seçilir. Altıncı ve yedinci kitapların oluşturduğu ikinci bölüm “kimlerin filozof olduğunu” tanımlamaya çalışır. Son üç kitabı kapsayan üçüncü bölümde ise gelmiş geçmiş yönetim biçimleri, olumlu ve olumsuz yönleriyle ele alınır. Platon’a göre devleti kurduran doğal dürtü, insanların kendi kendilerine yetmemeleri, gereksinmelerini gidermek için başkalarından yardım beklemeleridir. Bu nedenle, devlete düşen görev, insanların toplumsal yaşamlarını onlara mutluluk sağlayacak biçimde düzenlemektir. Bu devlette yasaların konulması, toplum yaşamının düzenlenmesi işi filozoflara verilmiştir. Devletin son amacı, yurttaşları erdemli kılmak, onlara erdemli bir yaşam sağlamaktır. Birey devletle kaynaşmalı, devlette kendini eritmelidir. Özel ve genel yaşam birbirleriyle bağlantılı olduğu için birini ötekinden ayıramayız. Eğer genel yaşam kötü ve yozlaşmışsa özel yaşam gelişip ereğine ulaşamaz. Platon, Devlet diyalogundan bireyin adaletsiz ve yozlaşmış bir devlette karşılaşacağı tehlikeleri tüm ayrıntılarıyla betimler.
Menon, bu eserde erdemin öğretilip öğretilmeyeceği konusu ele alınır,”anımsama”yı inceler. Bu düşünceye göre öğrenme, anımsamalardır; öğrenme ruhumuzun dünya varolmadan önce edindiği bilgileri, insanın yeniden kendi içinde bulmasıdır. Bundan dolayı erdem, belki de açık ve seçik bir bilgiden çok, böyle bir anımsamadan doğan bir çeşit “içgüdü”ye dayanır.
Phaidon, Platon’un olgunluk dönemi diyaloglarından biri. Sokrates’in öğrencileri arasında geçirdiği son anları anlatır. Elisli Phaidon’un ağzından anlatılan öyküde çeşitli konular tartışılmakla birlikte, ana tartışma konusu ruhun ölümsüzlüğü üzerindedir. Sokrates, bu tartışmada, ölümün iyi bir şey olduğunu, çünkü ruhun ölümde kendini bulduğunu tanılar ve gerçek filozofun tek işi ölüme doğru ilerlemektir der. Ardından, ruhun ölümsüzlüğünün dinsel geleneklerle kanıtlandığını, canlının ölüden doğduğunu; ruhun Tanrısal varlığa benzediğini söyler. Konuşma, Onbirler’e baldıran zehri sunan hizmetçinin gelmesi üzerine yanda kalır. Sokrates zehri içer ve ağlayan dostları arasında can verir. Platon bu eserinde idealar öğretisini biçimlendirirken ölümü, ruhun beden hapishanesinden sıyrılmaya çalıştığı bir kurtuluş yolu olarak sunar. İdealann anımsanmasında bir önceki yaşamın kesinliğini, ruhun idea ile olan yakınlığında da gelecekteki yaşamın umudunu bulur.
Phaidros, Platon’un olgunluk dönemi diyaloglarından biri. Sokrates ve Phaidros olmak üzere iki kişinin konuşturulduğu eser, Şölen (Symynosion) diyalogunun devamı olup, konusu güzellik ve aşk üstünedir. Sokrates, kendisinin aşk konusundaki düşüncelerinin ne olduğunu anlatmaya başlar. Platon, burada, daha önceki bir yaşamda özleri gören ruhun, bunların yansımalarını, yeryüzünde güzel bedenlerle güzel ruhlarda yeniden bulduğunu bu sayede aşkın etkisiyle Tannsala doğru yükseldiğini ileriye sürer. Eserin ikinci bölümünde, doğrunun bilgisine ve diyalektiğe dayanan bir retorik (belagat) anlayışı, sofistlerin retorik anlayışıyla karşı karşıya getirir. Platon’un en güzel diyaloglarından biri olan Phaidros’ta yazarın aşk felsefesi öğretisi Şölen’de ortaya konan öğretiye yaklaşır.
Sokrates’in Savunması, Platon’un gençlik dönemi eseri. Sokrates’in ölümünden yıllarca sonra yazılan bu eserde Sokrates, Atina yargıçları karşısında, gençliği yoldan çıkardığı, yabancı tanrıları kabul ettirmeye çalıştığı suçlamalarına karşı gerçeği ortaya koyarken, aslında felsefi araştırmalarını ve bilgelik ününün yarattığı kin ve güvensizliğe karşı kendini savunur. Savunma açık seçik üç bölüme ayrılır. En önemli olan birinci bölümde Sokrates, kendisini suçlayanların savlarını tartışır, ikinci bölümde cezasını saptar, üçüncü bölümde kendisini ölümle yargılayan yargılara haksızlıklarını gösterir, kendisini ölümden ve öteki dünyadan alıkoyanlarla görüşüp konuşur.
http://www.nkfu.com/platonun-eserleri-kisa-ozetleri/
Yorumlar -
Yorum Yaz