Türkiye'de son durum/Bilge Altun 15 Temmuz'dan beri herkesin kafası karışık. Başrol oyuncusu medya, zihinleri uyuşturma rolünü başarıyla sürdürüyor. Eski Fetoculardan gelen itiraflar, emekli asker A. Üçok'un zihnimizle alay eden görüşleriyle harmanlanırken; beyinlerimiz bilerek, isteyerek her gün biraz daha yakılıyor. Darbe gününden beri bu tür sosyal mühendisliği nasıl bir sonuca bağlayacaklar diye düşünüyordum ki cevabı çok gecikmedi. Cerablus harekatı ile birlikte benzer mühendisliğe devam eden televizyonlar, “TSK bu harekata hazır mıydı, gerekli miydi, AKP'nin yönettiği bir operasyondan hayır gelir mi, yoksa TSK ve Türkiye Suriye bataklığına mı çekiliyor?” gibi sorularla kısa sürede zihinleri yine bulandırdı. Böyle olunca da aklımda yine aynı deli soruların belirmesi gecikmedi: “Peki, bundan sonra neler olacak? Yoksa medya, zihinlerimizi çok daha kötüleri için mi hazırlıyor?..” Şükür ki şu ana kadar çok daha beter bir olay yok. Ama olmaması, olmayacağının delili değil elbette. Yaşayıp göreceğiz... Yeniden Cerablus harekatına dönelim... Cerablus'a yapılan Fırat Kalkanı harekatı, TSK insiyatifiyle, AKP'nin on dört yıl boyunca sürdürdüğü yanlış politikalar nedeniyle ülkemizi içine düşürdüğü büyük felaketten kurtarma operasyonudur. Bu nedenle gerekli ve elzemdir... Aslında burada, nasıl böylesine büyük bir tehlikenin içine düştüğümüzü de konuşmak gerekiyor... Öncelikle küresel güçlerin Irak savaşıyla başlattığı Ortadoğu terörünün ilk amacı, taşeron katliam çeteleriyle yönetilemeyen bölgeler oluşturarak, yani; yönetimin bir gruptan diğer gruba geçişini sağlayarak devlet statüsüne geçmesini engellemekti. Bu gerçekleşti. Ardından, Kürt koridoru açmak maksadıyla devreye PYD/YPG gibi Kürt terör grupları sokulup önceki katliam çeteleriyle savaştırılması sağlandı. Suriye ve Irak'ın güneyini içine alan bölgeyi işgalle gerçekleşen bu savaşlarda Türkiye'nin kırmızı çizgisi Fırat'ın batısıydı. Sınır ve toprak güvenliğimizin sağlanması için bu sınırın aşılmaması gerekiyordu. Ancak ABD'nin açıkça desteklediği ve finanse ettiği Kürtçü militanlar ile yine ABD dahil birçok devletin gizliden semirttiği Işidçi militanlar, Fırat'ın batısına geçmekle kalmayıp sınırımıza kadar dayandı. İşte Cerablus operasyonunun nedeni, bu tehdidi ortadan kaldırmaktır... Elbette ki tüm bu yıllarda Akp hükümetinin Işid gibi eli kanlı örgütü “Birkaç öfkeli genç” statüsüne sokup ülke içinde ve dışında rahat bir hareket alanı yaratması görmezden gelinemez. Ayrıca bölgede türlü katliamlar yapan militanların tedavi edildiği haberlerinin basına kadar düşmesine rağmen, bu büyük tehlike, adeta küçültülmeye çalışıldığı da. Haliyle böylesine büyük bir yanlış, sadece sınırlarımızı değil, ülkemizin tamamını saran büyük tehdidi de beraberinde getirdi. Her gün patlayan bombalar, türlü saldırılar, büyük bir güvenlik açığının varlığını gösterirken, yazık ki çok daha büyük saldırıların engellenemeyeceğinin de belirtisi olarak zamanla zihinlerimize kazındı... Şimdi ne yapmak gerekiyor diye soruluyor. Bana göre cevap açık: Fırat Kalkanı operasyonuyla sınır güvenliğimizin tesis edilmesi yetmez! Her gün şehit düşen asker ve polisimiz hepimizin evladıdır ve belli ki OHAL bile bu büyük acıları yaşamamızı durduramamaktadır. Evet, cevap açıktır! Gayet yerinde olan sınır ötesi operasyonunun ardından, derhal ülkenin tamamında gerçekleştirilecek bir sıkıyönetimle, uyuyan/uyanan hücreler ve bunların finans kaynakları dahil, tüm terör örgütleri bir an önce temizlenip ülkemize yeniden huzur ortamı yaratılmalıdır. Yeni kurulan ittifakların devamlılığı için, gerektiğinde yönetimdekiler de değiştirilip çok daha güçlü bir devlet yapısına kavuşturulmalıdır... Akp hükümeti sıkıyönetim ilan eder mi bilmiyorum ama, içeride büyük bir temizlik yapılmadığı taktirde küresel çetenin planlarını yıkan Cerablus operasyonuna vereceği cevabın çok sert olacağı açıktır! Daha dün, havaalanları için verilen canlı bomba alarmının ardından, bu yazıyı yazdığım dakikalarda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yapılan suikast girişimi, cevabın gecikmeden gelmeye başladığınının deliliyse, idarecilerin yanlış kararları neticesinde yaşayacağımız çok daha kötü günler var demektir... Ne diyeyim; Tanrı Türk Milleti'ni korusun ve idarecilere akıl, fikir versin! |
566 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |