Ankara saldırısı/Bilge Altun “Sade bir vatandaş olarak düşünüyorum Ankara saldırısını kimin yapabileceğini. Aklıma ilk gelenleri soracak olursan: 1- Türkiye'nin gücünü zayıflatmak isteyen her türlü dış kuvvet olabilir. 2- Türkiye'nin PYD'ye karşılık vermesinin cevabı olabilir. 3- PKK, doğu bölgelerindeki operasyonlara cevaben yapmış olabilir. Fakat saldırısı sonrasında yapılan ve birbirini tutmayan açıklamalar ve kısa sürede gelen yayın yasağı aklımı karıştırmaya yetince “Önce hangi örgüt demişlerdi, sonra ne demişlerdi?” sorusuna binaen notlar aldım. Aldığım notlarda Suriyeli Salih Neccar, ISID, YPG, PYD, PKK derken PKK'nın yan kolu olan TAK'ın saldırıyı üstlenmesiyle yeni bir açıklama daha geldi: “TAK'ın üstlenmesi “YPG”gerçeğini değiştirmez!” Evladım, sade bir vatandaşın aklının sürekli karışık olmaması mümkün değil. Baksana bize yaptıklarına. Olan onca masum evladımıza olurken biz hala aynı soruyu soruyoruz: bu katliamı kim yaptı?..” Bu sözler yetmiş yaşlarına yakın bir teyzenin oldukça üzgün ve gerçeği arayan sözleriydi. Onu teselli etmek için: “Teyzeciğim mutlaka bulunacaktır katilleri,” dedim ama kendim bile inanmadım bu sözlere. Sözlerime kızdığı her halinden belli olan teyze, beni azarlarcasına şu manidar cevabı verdi bana: “Uğur Mumcu'nun, Bahriye Üçok'un, Necip Hablemitoğlu'nun katillerinin bulunması gibi değil mi evladım!” Haklıydı. O'ndan farklı düşünmüyordum aslında. Tıpkı diğer cinayetlerde de olduğu gibi, Ankara saldırısı için de üzerine senelerce konuşulacak, net bir sonuç alınamayacak ve onlarca hain plan gibi sır olarak kalacak bir katliam olarak anılacaktı... *** Ankara saldırısıyla ilgili, Eski Mit müsteşarı Mahir Kaynak'ın: “Bir olay olduğunda ilk sormanız gereken soru, bu olay kimin işine yarar, olmalıdır.” sözlerini düşünürken, sosyal medyada birinin retweet ettiği bir anket düştü ekranıma. Bloomberg'in eski Türkiye büro şefi, gazeteci Mark Bentley soruyor: "Sizce Ankara'daki bombalamayı kim gerçekleştirdi?” Anketin seçenekleri ise şöyle: “Isis, Pyd, Turkish Intelligence ve Other” Anket, 18 Şubat'ta düzenleniyor, yani saldırıdan bir gün sonra ve cevapların %63'ü Turkish Intelligence olarak veriliyor. Yani Türk istihbaratı. Elbetteki böyle bir sonucun gerçek olabileceğine inanmıyorum. Dahası gerçek olabilme ihtimalini dahi reddediyorum. Zira bunun gerçek olabilmesi demek, yetmiş sekiz milyon Türk halkının kendi istihbaratı tarafından gerçekleştirilebilecek saldırılara karşı çok büyük bir tehlike altında olduğunu söylemek demektir! Hayır, hayır! Bunu reddediyorum! Buna inanmam için “11 Eylül saldırısını Amerika, BOP'u başlatmak için gerçekleştirdi,” ya da “Reichstag yangınını Hitler, tek başına iktidara gelmek için çıkartmıştı.” denilmesine de kanmam gerekir ki; bu iki olayın ardından yaşanılanlara baktığımızda oysa gerçekler nasıl da farklı(!) *** Başbakan, saldırıdan üç gün sonra, Ankara başta olmak üzere birçok ilde, terörle ve teröristlerle mücadele adına üstü örtülü bir sıkı yönetime geçildiğini açıkladı. Sıkı yönetimin sınırları nedir henüz bilemiyoruz, önümüzdeki günlerde göreceğiz. Fakat dün, Türk halkının acısıyla adeta alay edercesine, Van'da Ankara saldırısının katiline anma törenini özgürce düzenleyebilen PKK ve HDP'yi bu sıkı yönetim kapsamadı. Böyle bir törenin düzenlenmiş olmasından dolayı iktidar ya da muhalif kanattan tek bir söz söylenmemiş olmasından dolayı Türk Milleti'nin vicdanında derin bir yara daha açtığından hiç söz etmeyeceğim bile! Demek istediğim, böylesine önemli bir sınırlamala, daha yeni katliam yapmış Pkklıları kapsamıyorsa daha kimi kapsıyor olabilir?!.. Sonuçta bu sıkı yönetim, aylardır her gün en az bir şehit verirken, üst üste terör saldırıları düzenlenirken; Artvin'de maden çıkarılması için yürüyen, biber gazı yiyen ve direnişe geçen halkın 2. bir Gezi direnişine geçmesinden endişe edildiği için de olmamıştır ya!.. |
548 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |