Bir Samuray, her şeye rağmen savaşmıyor sessiz kalıyorsa, sen asıl bundan kork! / Kıssadan Hisse... Bilge Altun Bir zamanlar, Uzakdoğu'da büyük bir Samuray yaşarmış. İlerlemiş yaşına rağmen insanlar onu kimsenin mağlup edemediğine yürekten inanırmış. Gerçekten de böyleymiş. Hiç kimsenin yenemediği ve yenemeyeceği o güçlü adam; sorumluluk, sadakat, kahramanlık, cesaret, dürüstlük, nezaket, şefkat, samimiyet ve onur gibi Samuray olmanın çok şerefli özelliklerini üzerinde taşırmış… Gel zaman, git zaman iyice yaşlanan Samuray, vaktini gençlere felsefe dersleri vererek geçirir olmuş… Bütün öğrencileri böyle bir müsabakaya karşı çıkmasına rağmen yaşlı Samuray, onun kavga davetini sessizce, gülümseyerek kabul etmiş. O gün geldiğinde herkes, kasaba meydanında toplanmış. Genç savaşçı uyguladığı taktiği gereği, Samuray’ın karşısına geçmesiyle birlikte hemen hakaretler yağdırmaya başlamış. Öyle ki; O’na taşlar atıyor, yüzüne tükürüyor, akla gelebilecek her türlü aşağılamalarda bulunuyor ve hatta daha da ileriye, yaşlı Samuray’ın atalarına dil uzatmaya kadar götürüyormuş işi. Niyeti, O’nu kızdırıp ilk hareketi ona yaptırmakmış ama nafile, Samuray saatler süren bu kötü muameleye rağmen hiçbir tepki vermiyormuş. Samuray sessiz kaldıkça, genç savaşçı daha da sinirleniyor, aşağılamalarının dozunu iyice artırıyormuş. Bir zaman sonra meydanda toplananlara: “Bakın sizin büyük Samuray’ınız bu işte! Hani büyüktü, hani yenilmezdi? Benim büyük! Benden öncekiler, atalarınız dahil ölü, bitik, ben varım artık! Ben ve benim namım yürüyecek bundan böyle!” diye bağırmaya başlamış. Akşama kadar süren tüm bu duruma sessiz kalan Samuray’ı gören halk, kendi aralarında homurdanmaya, o çok büyük gördükleri Samuray’ın aslında hiç de büyük olmadığını konuşmaya başlamış. Sonunda halkın içinden biri daha fazla dayanamayıp, “Hayır, ben dövüşeceğim! Bu korkak ihtiyar yapamadı! Atalarına laf söyletmemek için kılıcını kullandı ve öldü derler, gururumla ölürüm!” deyip, genç savaşçının karşısına dikilmişler. O ana kadar yorgun düşmüş, kibiri kırılmış ve hatta müsabaka meydanını terk edecekken gelişen bu olaylar karşında yeniden güçlenen savaşçıyı gören Samuray, olduğu yerden, büyük bir hızla kılıcını savurduğunda halkın içinden gelen iki kişiyi ve genç savaşçıyı yere sermiş. Halk hiç beklemediği bir anda gelişen bu olay karşısında neye uğradığı şaşırıp kaçışırken, ölmek üzere olan genç ve kibirli savaşçı sormuş: Neden sessiz kaldın ve neden onları da öldürdün? Yaşlı Samuray, kılıcını kınına yerleştirirken kibirli gence acıyla gülümsemiş: “İyice yaşlandığında olacaklardan korkmuyor musun ihtiyar!” demiş son kez gözlerini yumarken genç savaşçı. Yaşlı Samuray, sessizce gülümsemiş: “Yine yanlıştasın savaşçı! Bir Samuray, her şeye rağmen savaşmıyor sessiz kalıyorsa asıl bundan kork. Çünkü hiçbir Samuray savaşmadan, yerine bırakacağı Samuraylar yetiştirmeden ölmez!..” |
536 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |