Laiklik devlet düzeninin ve hukuk kurallarının dine değil  akla ve bilime dayandırılmasıdır. 
Laiklik, dinin doğru uygulanabilmesinin teminatıdır!..

O; tarih boyunca hakkında elli bine yakın kitap, yüz binlerce makale yazılmış tek Türk’tür!..

Tarihe Dair Notlar
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi10
Bugün Toplam62
Toplam Ziyaret162332
Bir Samuray, her şeye rağmen savaşmıyor sessiz kalıyorsa, sen asıl bundan kork! / Kıssadan Hisse... Bilge Altun

Bir zamanlar, Uzakdoğu'da büyük bir Samuray yaşarmış. İlerlemiş yaşına rağmen insanlar onu kimsenin mağlup edemediğine yürekten inanırmış. Gerçekten de böyleymiş. Hiç kimsenin yenemediği ve yenemeyeceği o güçlü adam; sorumluluk, sadakat, kahramanlık, cesaret, dürüstlük, nezaket, şefkat, samimiyet ve onur gibi Samuray olmanın çok şerefli özelliklerini üzerinde taşırmış…  

Gel zaman, git zaman iyice yaşlanan Samuray, vaktini gençlere felsefe dersleri vererek geçirir olmuş…

Bir gün yaşlı Samuray’ın kasabasına, vicdansızlığıyla tanınan bir savaşçı gelmiş. Adam, rakibini kışkırtma teknikleriyle tanınıyormuş. Değişmez şekilde kışkırttığı ve kızdırdığı rakibine ilk hareketi yaptırır, sonra da en küçük bir hatayı affetmeden adeta bir rüzgar hızıyla karşı hücuma geçerek mücadeleyi kazanırmış…
Bu genç ve sabırsız savaşçı, hiç kimseye yenilmemenin verdiği kibirle, Samuray’ın adını duyarak buraya gelmiş ve O’nu da yenerek şöhretini büyütmeyi amaçlıyormuş.

Bütün öğrencileri böyle bir müsabakaya karşı çıkmasına rağmen yaşlı Samuray, onun kavga davetini sessizce, gülümseyerek kabul etmiş.

O gün geldiğinde herkes, kasaba meydanında toplanmış. Genç savaşçı uyguladığı taktiği gereği, Samuray’ın karşısına geçmesiyle birlikte hemen hakaretler yağdırmaya başlamış. Öyle ki; O’na taşlar atıyor, yüzüne tükürüyor, akla gelebilecek her türlü aşağılamalarda bulunuyor ve hatta daha da ileriye, yaşlı Samuray’ın atalarına dil uzatmaya kadar götürüyormuş işi. Niyeti, O’nu kızdırıp ilk hareketi ona yaptırmakmış ama nafile, Samuray saatler süren bu kötü muameleye rağmen hiçbir tepki vermiyormuş. Samuray sessiz kaldıkça, genç savaşçı daha da sinirleniyor, aşağılamalarının dozunu iyice artırıyormuş. Bir zaman sonra meydanda toplananlara:

“Bakın sizin büyük Samuray’ınız bu işte! Hani büyüktü, hani yenilmezdi? Benim büyük! Benden öncekiler, atalarınız dahil ölü, bitik, ben varım artık! Ben ve benim namım yürüyecek bundan böyle!” diye bağırmaya başlamış. Akşama kadar süren tüm bu duruma sessiz kalan Samuray’ı gören halk, kendi aralarında homurdanmaya, o çok büyük gördükleri Samuray’ın aslında hiç de büyük olmadığını konuşmaya başlamış.

Sonunda halkın içinden biri daha fazla dayanamayıp,
“Böylesi bir aşağılamaya nasıl dayanabildiniz? Neden kaybedeceğinizi bilseniz de kılıcınızı kullanmadınız? Bunun yerine, hepimizi utandırarak korkaklığı seçtiniz! Atalarımızı utandırdınız, bizleri utandırdınız! Ölümse, ölüm! Ben dövüşeceğim!” deyip, bulunduğu yerden hiddetle savaşçının karşısına doğru giderken, bir diğeri ilkinden de güç alarak işi daha da ileriye götürmüş: 

“Hayır, ben dövüşeceğim! Bu korkak ihtiyar yapamadı! Atalarına laf söyletmemek için kılıcını kullandı ve öldü derler, gururumla ölürüm!” deyip, genç savaşçının karşısına dikilmişler. O ana kadar yorgun düşmüş, kibiri kırılmış ve hatta müsabaka meydanını terk edecekken gelişen bu olaylar karşında yeniden güçlenen savaşçıyı gören Samuray, olduğu yerden, büyük bir hızla kılıcını savurduğunda halkın içinden gelen iki kişiyi ve genç savaşçıyı yere sermiş.   

Halk hiç beklemediği bir anda gelişen bu olay karşısında neye uğradığı şaşırıp kaçışırken,  ölmek üzere olan genç ve kibirli savaşçı sormuş: Neden sessiz kaldın ve neden onları da öldürdün?

Yaşlı Samuray, kılıcını kınına yerleştirirken kibirli gence acıyla gülümsemiş:
“Korkaklığın kızgınlığındaydı senin. Kızgın adam, hayatı boyunca katıldığı bütün savaşları kaybeder! Biliyordum hamlelerini. Ölümün kesindi. Ben sessiz kaldığımda, oradakilerin diyeceklerini de biliyordum. Onların ölümü de kesindi. Bu insanlar düne kadar bana sadıktı. Sadece bir gün gücümü göremediler, dün bildiklerini unuttular. Atalarını korudukları sandılar. Asıl yaptıkları, onları bunca zaman koruyan Atası bu yaşlı Samuray’dan büyük olduklarını kanıtlama çabasıydı. Beni yenseydin senin safına geçerlerdi. Senden sonra da başkasının yanına.” 

“İyice yaşlandığında olacaklardan korkmuyor musun ihtiyar!” demiş son kez gözlerini yumarken genç savaşçı.

Yaşlı Samuray, sessizce gülümsemiş: 

“Yine yanlıştasın savaşçı! Bir Samuray, her şeye rağmen savaşmıyor sessiz kalıyorsa asıl bundan kork. Çünkü hiçbir Samuray savaşmadan, yerine bırakacağı Samuraylar yetiştirmeden ölmez!..”

  
536 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın