Türkiye uzun zamandır terör belasıyla uğraşan bir ülke. Bilhassa son aylarda giderek tırmanışa geçen terörün iç ve dış birçok bağlantısı olduğu biliniyor. Fakat bir de bilinmeyenler-görmezden gelinenler demek daha doğru- var ki, bunların durumu en az diğerleri kadar tehlike arz ediyor.

Işid'in Ankara saldırısının yankıları sürerken, seçimler öncesi ve sonrası için olası saldırılar için belli bir uyarı yok. Ancak fazlasıyla asparagas ve “yanlı yönlendirme” almış başını gidiyor. İngiliz Times gazetesi, "ABD'nin, Irak'taki tıkanıklığa son vermek için Işid'e karşı yeni bir saldırı planladığını" yazdı. Rusya, “Esad'ın yanındayım” mesajını dünya kamuoyuna açık biçimde ilan ederken, bir yandan da Işid'i tepeden bombalamaya devam ediyor. Görünen resme bakacak olursak; Işid'i yaratan güçle Suriye'yi müttefik sayan güç, terör örgütünü yok etme noktasında aynı yolda ilerliyor demek pek ala mümkün. Ancak elbette ki bu sonuç doğru değil.

Burada görülmesi gereken çok önemli iki ayrı nokta var: Işid, bilhassa Şii nüfusu azaltmak için kurulmuş bir örgüt olmakla birlikte, İran'ın bölgedeki gücünü azaltmak ve Irak, Suriye arasındaki koridoru genişletmek için görev alıp katliamlar yapmaktadır. Yani bölgedeki tüm terör örgütleri gibi onlar da Büyük Ortadoğu Projesi'ne hizmet ederek yönetilemeyen bölgelerin oluşumunu sağlamaktadır. Fakat Rusya'nın planı bunlardan farklıdır.

Rusya'nın Lazkiye'de tank üssü kurduğu haberleri geçen ay basına yansımıştı. Pentagon'un açıklamasına göre Moody Askeri Hava Üssü’nden havalanan 12 adet A-10 Thunderbolt II tipi uçağı, dün İncirlik Üssü’ne indi. Tank katili olarak bilinen bu uçakların düşürülmesi neredeyse imkansız. Uçakların, bu zamana kadar konvoy halinde beyaz jeepler haricinde başka bir askeri araçla görünmeyen Işid için olmadığı açıktır.

Rusya'nın bombaladığı ve/veya sıcak çatışmada bulunduğu yerlerin ayrıca BOP'çuların önemli üsleri ve merkezleri olması, İncirlik'e inen uçakların cevabıdır.

Bölgedeki durum artık tamamen güçler savaşıdır. Geldikleri günden beri BOP'a hizmet edenlerin yönetimindeki iktidar, maalesef bu güç savaşında yönünü keskin biçimde belirle(ye)memesinin sonucunu ağır biçimde ödetmek isteyenlerin iki dudağı arasında kalmıştır ve bilançonun ne olacağını 1 Kasım seçimleri değil, öncesindeki süreç belirleyecektir. Küresel efendilere hizmet edenlerin gizli bir çağırısıyla, “Bir gece, sabaha karşı cihad için gideceksiniz diye birileri kapınıza geldiğinde, dönüp eşine çocuğuna bakıp tereddüt eden cehennemliktir!” diye bağıran şıhların, şeyhlerin, tarikatların arasındaki Türkiye, özetle her açıdan tehlikenin tam ortasındadır!

Yorumlar