Laiklik devlet düzeninin ve hukuk kurallarının dine değil  akla ve bilime dayandırılmasıdır. 
Laiklik, dinin doğru uygulanabilmesinin teminatıdır!..

O; tarih boyunca hakkında elli bine yakın kitap, yüz binlerce makale yazılmış tek Türk’tür!..

Tarihe Dair Notlar
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi15
Bugün Toplam92
Toplam Ziyaret162362
İhtilale adım adım.../ Bilge Altun

Dünya tarihinin en bilinen ve örnek alınan ihtilalidir Fransız ihtilali.
Fransa’daki mutlak monarşinin devrilip, yerine cumhuriyetin kurulması için yapılan ve sadece Fransa için değil Batı dünyası için de milliyetçilik akımını başlatması nedeniyle önemli bir dönüm noktası olma özelliği taşır…

Devlet baskılarına dayanamayan halkın özgürlük mücadelesi için birleşmesiyle gerçekleşen ihtilalin nedenleri haklı geçerliliğini sürdürmektedir. İhtilalin birçok nedeni vardı. Bunları kısaca sıralayacak olursak;

*Fransa’da halkın bazı sınıflara ayrılması(soylular, rahipler, burjuvalar, köylüler) ve kralın üstün gördüğü sınıflara geniş ayrıcalıklar tanıması,
*Fransa’nın ekonomik yükünü çeken burjuvalara ve köylülere yeterince hakların verilmemesi,
*Fransa krallarının savurgan tutumları nedeniyle devletin ekonomik yönden zayıflaması, 
*Kralların ekonomiyi düzeltmek için haksız, yeni vergiler koyması,
*Fransa krallarının halka ağır baskı uygulaması, 
*Kralın ya da Kilisenin yönetimine karşı gelenlerin, ağır işkence ve zulümlere maruz bırakılması
*Düşünce özgürlükleri kısıtlanarak kendilerine yapılan baskılara dayanamayan Fransız aydınların,  eşitlik, adalet ve özgürlük kavramlarının aslında neler olduğunu halka anlatması ve bilinçlendirmesiyle halkın uyanışı…

 

Bu mücadele on yıl kadar sürmüş ve sonunda halk başarıya ulaşmıştır…

 

Ülkemize baktığımızda böyle bir ihtilalin nedenleri arasındaki maddelerden hangisi bizde yok dersek, Fransız ihtilalindeki şartların aynısı ve hata daha fazlası çoktan oluşmuş durumda cevabını alırız. Ülkede her türlü aydına, komutanlara baskılar, tutuklamalar yapılırken, serbestçe gezebilen yabancı ajanların, teröristlerin yapacakları kanlı eylemler, sadece kısa ölçekli zamanlarla sınırlıdır.  Tüm kaleler zapt edilmiş durumdadır. Yani şartlar,  Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a çıktığı günkü kadar ağırdır… 

 

Türkiye en önemli dönemine giriyor.  Halk artık susmuyor ve öyle görünüyor ki bundan böyle de susmayacak!

 

Her gittikleri yerde tepkiyle karşılanan hükümet yetkililerine olan kızgınlık, Fransa kralına duyulan kadar birçok haklı nedenle gün geçtikçe büyüyor. Özellikle 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda elinde Türk bayrağı olan yaşlı genç, çoluk çocuk onlarca kişinin üzerine kolluk kuvvetleriyle yürünmesi, hükümete olan tepkinin artık geri dönülemez yola girmesine neden olmuştur…

 

Orada bulunanlar Türk halkıdır! Hiçbir terör örgütüne üye değildir ve en haklı bayramını kutlamak için oradaydılar. Direndiler ve kazandılar!..

 

Polise bu emri verenler, karşılarında masum bir halk olduğunu unuttular. Zira halkın karşılaştığı bu zulüm, 13 Aralık Silivri buluşmasında da devam etti. 

 

Protesto, demokratik bir haktır! Ancak ileri demokrasi de böyle bir hakkınız varsa bile gasp edilir, bunu da öğrettiler!..

 

Daha dün Odtü’de Erdoğan’ı protesto etmek isteyen öğrencilerle polis ekiplerinin biber gazlı müdahalesinde, karşılarında gencecik çocuklar olduğunu yine unutabildiler mesela.  Öyle unuttular ki,  çıkan olaylar sırasında bir öğrencinin beyin kanaması geçirmesine,  onlarca gencin de yaralanmasına neden olabildiler.  Ve hatta bu da yetmedi, polise,  hastane hastane gezerek olaylara karıştığını düşündüğü Odtü’lü gençleri aranması emri dahi verilebildi!..

 

Burada gerçekleştirilmek istenen korku imparatorluğudur. Ancak özgürlük mücadelesine “Ata”sından bağlı ve kanından alan Türkleri, hiçbir güçle durduramayacaklarını bir türlü öğrenemediler!.. Bu yolda atacağınız her adım ters tepecektir ki, tepiyor da! Zira korku imparatorluğu yaratmak isteyenler, açıkça görülüyor ki kendileri korku içindedirler. Yoksa her gittiği yere koruma ordusuyla gitmenin başka nasıl bir açıklaması olabilir? En son dün Göktürk-2 uydusunun uzaya gönderilmesi nedeniyle ODTÜ’ye savaşa gider gibi; 105 koruma aracı, 20 zırhlı araç, 8 toma ve 2500 polisle gelmesi başka hangi mantıkla açıklanabilir?!.. 

 

Dün yaşanılanları sıradan üniversite olaylarından biri olarak görmeyin. Dün orada yaşanılanlar yarın diğer üniversitelerin de desteğiyle çığ gibi büyüyecektir. Hatta şimdiden birçok üniversite, bugün Odtü’ye destek yürüyüşü düzenledi bile.

 

Türk Milleti, artık uyanmıştır…  

 

İhtilal oldu, olacak diye korkuyla bekleyenler, “hatta olmayan ihtilallerle beselenenler” halkın ihtilaline şahit olacaklarını hiç düşünmüşler miydi bilmem ama,  bence artık bunu düşünmeye başlayabilirler. Bunca baskı ve eziyete, ülkenin terk edilmek istenilen kaderine karşı Atatürk’ün fikirlerine sadık vatanseverler, Bursa Nutku’ndan, Gençliğe Hitabe’den aldıkları görevle çoktan harekete geçtiler bile. Bilenler, bilmeyenlere anlatsın, Türk Milleti, en kötü koşullardan zaferle çıkmayı bilen Türk Milleti, son  zaferini kazanmak için oldukça sabırsız!..

 

 

 

 



  
653 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın