Mesajımız Var!.. /Bilge ALTUN Türklere yönelik, başta ASALA olmak üzere Ermeni terör örgütlerinin saldırıları, 1973 yılında başladı ve aralarında diplomatlar, güvenlik görevlileri ve işadamlarının da bulunduğu 41 Türk vatandaşı katledildi. 1984 yılına kadar devam eden suikastlar aynı yılın sonunda bıçak gibi kesildi. Yani durduruldular. Ancak eş zamanlı olarak Pkk eylemleri başladı. İlk büyük eylemi 1984 yılının 15 Ağustos’unda Siirt’in Eruh ilçesindeki Jandarma karakoluna bombalı saldırıyla gerçekleştiren Pkk, asker ve halka yönelik saldırılarını 1995’e gelindiğinde zirveye taşıdı. 2002 yılına kadar devam eden tüm bu bölücü ve yıkıcı terör nedeniyle birçok insanımız, askerimiz şehit edildi. Bir de farklı terör gruplarının gerçekleştirdiği aydınlarımıza yönelik suikastler vardı ki onlar da yine 2002 yılının sonuna kadar sürdü. Ancak burada isimleri farklı olsa da merkezin aynı olduğunu atlamamak gerekir. “Milyonların Uğurları” başlıklı yazımda o yıllarda kaybettiğimiz aydınlarımızı, askerlerimizi tek tek sıralamıştım. Ruhları şad olsun! Bu vatan için hizmet eden birçok aydınımız ve askerimiz, o tarihlerden sonraki yılları da içine alan işgal planını deşifre ettikleri ya da engel görüldükleri gerekçesiyle şehit edildiler... 1993 yılı, suikastler yılı olarak tarihe geçti. Yani 1973 yılının 20. yılında… Peki, 1973 yılında Ermeni terör örgütlerinin gerçekleştirdiği suikastlerin yerine, 20 yıl sonra Pkk ve dinci teröristlerin geçmesi tesadüf müydü?.. Tarihe baktığımızda Kürt/Ermeni ve dinci isyancılarının ortak hareket ettiklerini görürüz. Bunların arkasında İngilizlerin olduğunu bilmeyen yoktur. Vatikan bağlantılı, casusluk işlerinin merkezi Fener Patrikhanesi’in Ermeni Klisesiyle birlikte ortak, bölücü işler yaptığı, bu grupları kışkırttığı, onlara silah ve maddi yardımlar içinde oldukları tarihi kaynaklarda görülür…
Hrant Dink 19 Ocak 2006 yılında öldürüldüğünde Diaspora’nın desteğiyle “hepimiz Ermeniyiz” sloganları atılarak bir yürüyüş gerçekleştirildi. Bu yürüyüşe sözde aydınlar, Ermeniler ve şimdiki adıyla BDPliler katıldı. Ermeni sorunu varmış gibi gösterilen yürüyüşte sözde Kürt temsilcileriyle ortak mesajlar geçildi. “Ermeniler de tıpkı Kürtler gibi yok sayılıyor, bu olay Ermeni olduğu için gerçekleştirildi” sözlerinin altını çizildi. Ancak Hrant Dink, Ermeni asıllı Türk vatandaşıydı. Yani tıpkı sözde Kürt temsilcilerinin de olduğu gibi.
Yine tarihe baktığımızda Taşnak partisinin güdümüyle gerçekleşen birçok Kürt isyanını da görmek mümkün. Şeyh Sait olayı bunlardan en bilinenidir. 12 Ocak’ta başlayan Hrant Dink’i anma etkiliğinde "Azınlıklar hedefte: Kafes" başlıklı oturumda, Hrant Dink, Rahip Santora ve Malatya cinayetlerini aynı merkez hedef gösterilirken, “Hristiyanların çoğaldığını, Malatya'nın, Mersin'in Hristiyanlaştırıldığı” yönünde haberler yapılarak, devlet eliyle toplumda anti-hristiyan bir hava oluşturulduğunun ve bunun Jitem/Ergenekon kanalıyla yapıldığının altı neden özenle çiziliyor?..
Bu yine psikolojik operasyondur. Resmin bütününde Hıristiyan-Müslüman, Ermeni/Kürt-Türk ayrımcılığının yanı sıra, sırada bekletilen terör örgütünün yapacağı eylemler için şimdiden yön şaşırtılıyor. Yani sözde Ergenekon terör örgütünün üzerine atılacak yeni eylemler yolda!..
Şimdi gelelim Ocak ayının 19’unda gerçekleşecek olan iki ayrı görünen ama tabanında aynı olan meseleye. Yani 3 pkklının cenazesine ve Dink’i anma etkiliğine. O gün orada göreceklerimiz, özellikle büyük bir şova dönüşecek olan, “mağdur Ermeni ve Kürt kardeşlerimiz, hepimiz Ermeni’yiz, hepimiz Kürt’üz” rezaletine. O gün oralarda gözleriniz gizli servislerin içimizdeki piyonlarını arasın. O gün orada Türk görünümlü İngilizleri arasın. Ve o gün orada gözleriniz/kulaklarınız ihanet ortaklarının kendilerini gizlemeye çalışırken, İran’ın açıkça nasıl hedef gösterileceğine şahit olsun.
Paris’teki suikastın arkasında İran olduğu vurgusu yapanların, neden böyle konuştuklarına bir başka açıdan bakalım şimdi. Bana göre o günün sonrasında yeni bir dönem başlatılacak! Ermeni terörü durdurulduğunda Pkk’nın çıkması nasıl tesadüfse, İmralı’daki katille yapılan görüşmeler neticesinde silahların Türkiye’de susup, başka ülkelere kaydırılması ve Ermeni terörünün yeniden hortlaması da aynı tesadüf içerisinde olacak!
Konuyu daha da genişletirsek; Pkk’nın Türkiye’deki miadının dolduğunu düşünenler, Pkk’yı İran, Irak, Suriye eksenine kaydıracak ve uzunca bir süredir sırada bekletildiği ve eğitildiği söylenen yeni terör örgütü Kürt / Ermeni ve Süryani özgürlük hareketi eylemlerini Türkiye ve Türkler üzerine yoğunlaştıracak!..
2013; İlk Ermeni terörünün başladığı 1973 yılının 40. yılı, 1993 suikastlerinin 20. yılı, 2003 Sinagog, İngiliz konsolosluğu, HSBC’ye düzenlenen eş zamanlı saldırıların 10. yılı… Anlaşılan o ki, birilerinin yine tüm bölgeye kanlı bir mesajı var. Televizyonlarda Paris’te öldürülen 3 pkklının ardından günlerdir halkın gözünde yaratılmak istenen masum Kürtler, hain İran mesajının altında yatan nedenin bölge için düşündükleri planın oldukça açık bir nedeni var. Özetle, Türk halkının yıllardır sabrının denendiği günlere yenileri ekleniyor…
Ancak her ne olursa olsun, düşündükleri bu hain plan üzerine atılan adımlar yine sonuç vermeyecektir. Çünkü Türk Milleti’ni tanıdıklarını sananlar, yıkmaya çalışanlar önemli bir detayı bir değil, on, yüz seferdir unutuyor. Ta Sümer’den bu yana bu milletin gen haritasında var emperyalistlerin “tamam bu kez oldu!” dedikleri o son anda onları yenmek. Bu yüzden herkes emin olsun ki, onlar plan yapar, Türkler her seferinden bu planı bozar.
2013 yılı… Emperyalist çetenin bizlere büyük bir mesajı var. Ama Türk Milleti olarak, söylemekten yorulduk ama, bizim de onlara vereceğimiz yine okkalı bir cevabımız var!..
|
501 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |