Vaşington, Savunma bakanı general Daud Raciha'nın da içinde bulunduğu yüksek rütbeli kişilerin kurban gittikleri Çarşamba günü Şam’da yer alan patlama olayını yorumlarken, patlamanın sorumluluğunu ülke lideri Beşşar Esad’a yükledi.

Beyaz Saray'ın resmi temsilcisi Cey Karni, “Suriye cumhurbaşkanının kendi halkına karşı devam ettirdiği kampanya yüzünden, her geçen gün daha da kötüleşen duruma tanık oluyoruz” şeklinde konuştu. Karni'ye göre,  Esad iktidarda kalırsa ülkede baskı ve kaos, daha da artacaktır.

İngiltere Dışişleri Bakanı Uilyam Heyg de Şam’da düzenlenen terör olayını gazetecilere yorumlarken, “böyle olayların BM tarafından güçlü ve kesin bir kararın alınması lehine olduğuna” işaret etti. Elbette ki İngiliz Dışişleri Bakanı, belgenin Batı varyantını tasavvur ediyordu. (Bu varyant, resmi Şam’ın bir sıra talebi yerine getirmemesi halinde, kendisine karşı BM Tüzüğü 7.maddesinin kullanılmasını öngörüyor. 7.madde, Suriye’ye karşı diplomatik ve ekonomik yaptırımlardan başka, silahlı kuvvetlerin kullanılmasının önünü açıyor.)

Batı,  Beşşar Esad’ın iktidardan uzaklaştırılmasını amaç edinmiş durumda. Batıya göre,  Suriye cumhurbaşkanının istifa etmesi veya devrilmesi,  Suriye krizinin çözüm anahtarı niteliğinde.

Tam da bu noktada istenilen amaca ulaştıracak  çok çeşitli yöntemler deneniyor. Bunlar arasında siyasi ve diplomatik yöntemlerden tutun da Beyaz Saray'ın “olay” dediği, Çarşamba gününe işaret ettiği açıktan terör eylemlerine kadar...

Peki, Beşşar Esad’ın istifa etmesi neye yol açabilecek? Bu sayede Suriye’de barış kurulacak mı?

Gözlemciler bu konuda şüpheliler. Hatta Libya olayına işaret ediyorlar. Rus politika bilimcisi Vladimir Orlov konuyla ilgili şunları söylüyor:

"Şimdiki Libya yönetimi, iktidara “süngülerle” getirilerek bugün, eski rejim taraftarları da içinde, kendilerinden hoşnutsuz olan herkesin üstesinden gelmeye çalışıyor. Ülkede öldürme, soygun, insan kaçırma ve işkence yapma olaylarından söz ediliyor. İlginçtir;  Suriyeli muhalefetin, Libyalı hemfikirleri ile benzerliği var. Bu yüzden onların iktidarda kalabilmeleri için, tüm siyasi karşıtlarını bertaraf etmeleri gerekiyor. Dahası da var. Esad’ın iktidardan ayrılması, ülke durumundan başka, komşu bölgelerdeki durumu daha gerginleştirecektir. Libya durumu, Mali krizine yol açtıysa, Suriye gerçekte tüm Ortadoğu bölgesi için yangın çıkaracaktır." 

 
Aynı konuyla ilgili olarak Rusya Bilimler Akademisi nezdindeki Doğu Bilimcilik enstitüsünden eksper Aleksandr Demçenko: "Durumun gerginleşmesi halinde Aleviler, Hristiyanlar, diğer din azınlıkları etkilenmiş olacaklar. Bu yüzden etnik ve din zeminindeki kanlı çatışmalar kaçınılmazdır. Her şeye göre Kürt problemi gündeme çıkacak. Ankara, Suriye’de yaşıyan Kürtlerin Türkiye Kürtlerine katılmamalarını ve topraklarındaki isyancı hareketinin aktif katılımcı olmalarını istemiyor. Bu bağlamda Türkiye’nin Kürt sorununun çözümünü üzerine alması zorunludur. Bu ise,  yeni gerginliklere neden olacaktır. Suriye yönetiminin taraftarları ile karşıtları arasında çatışmaların  devam ettiği Lübnan’ın da etkilenmesi doğal bir süreçtir. Üstelik burada çok sayıda Hristiyan yaşıyor, bu yüzden yanlarına Suriye’den din kardeşlerinin akış yapması olasıdır. Ürdün’e gelince, ülkenin Suriye ile uzun sınırı var. Bu olay, Krallığın gerek ulusal güvenliği, gerekse iç durumu için belli başlı bir tehlike oluşturmakta. "

Aleksandr Demçenko, konuşmasında Suriye krizinin Irak’a da etkisi olabileceğini dile getiriyor. "Irak’ta güvenlikle ilgili durum kolay değildir. Şimdi oradan Suriye’ye terörist akışına tanık olunuyor. Ama sonra, Suriye toprakları istikrarın ithalatçısı değil, ihracatçısı olabilecektir."

Demek istediğimiz şu ki, Ortadoğu, nasıl ve en önemlisi ne zaman sona ereceği belli olmayan kaos bölgesine dönüşecektir. ABD ve müteffikleri bunu anlamazdan gelemezler. Beşşar Esad’ın istifa etmesi gereğinden söz ettikleri halde, olayların bu şekilde gelişmesi, onlar için önemli bir kanıt değildir.

http://turkish.ruvr.ru/2012_07_21/Beshshar-Esadin-iktidardan-uzaklashtirilmasi-Suriye-ve-bolgeyi-neyle-tehdit-ediyor/

Yorumlar