Sorular ve cevaplar... /Bilge Altun
Bugün saat:18.00’de tüm kuvvet komutanları istifa etti. Daha doğrusu, emekliliklerini istedi. Ülkemizde şok etkisi yaratan bu gelişmenin ardından Koşaner’in veda mesajı şöyleydi:
“Şu anda 173'ü muvazzaf, 77'si emekli olmak üzere 250 general-amiral, subay, astsubay ve uzman jandarma çavuş, hürriyetlerinden yoksun olarak tutuklu bulunmaktadır. Tutuklamaların evrensel hukuk kaidelerine, hakka, adalete ve vicdani değerlere uygun olarak yapıldığını kabul etmek, birçok hukukçunun da ifade ettiği gibi, mümkün değildir. Bu durum, birçok defa yetkili makamlara iletilmesine, anlatılmasına ve takip edilmesine rağmen soruna yasal çerçevede bir çözüm bulunması mümkün olmamıştır. Haklarında henüz hiçbir kesin yargı kararı olmamasına rağmen tutuklu bulunan 14 general-amiral ile 58 albay, hürriyetlerinin tehdit edilmesinin yanı sıra mevcut yasalarımız gereğince bu yıl yapılacak Yüksek Askeri Şura'da değerlendirmeye girme hakkını kaybetmiş ve peşinen cezalandırılmıştır. Soruşturma ve uzun süreli tutuklamaların bir amacının da TSK’nin sürekli gündemde tutularak kamuoyunda bir suç teşkilatı olduğu izleniminin yaratılmaya çalışıldığı, bunu fırsat bilen yanlı medyanın da her türlü yalan haber, iftira ve suçlamalarla yüce ulusumuzu kendi silahlı kuvvetlerine karşı tavır almaya teşvik ettiği dikkatlerden kaçmamaktadır. Bu durumun önlenememesi ve yetkili makamlar nezdinde yapılan girişimlerin dikkate alınmaması Genelkurmay Başkanı olarak personelimin hak ve hukukunu koruma sorumluluğumu yerine getirmeme engel olduğundan, işgal ettiğim bu yüce makamda göreve devam etme imkânını ortadan kaldırmıştır. Şartlar ne olursa olsun TSK’nin kahraman mensuplarının kutsal görevlerinde bundan önce olduğu gibi bundan sonra da üstün disiplin, cesaret ve fedakârlıkla başarıya ulaşacaklarına olan kesin inancımı bir kez daha güvenle ifade ederken, TSK’nin tüm mensuplarına sağlık ve esenlikler dilerim”
Bu açıklamanın ardından tek istifa etmeyen komutan olan, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Necdet Özel, başbakanlıkta yaptığı görüşmenin ardından Çankaya köşküne çıktı. Normal şartlarda Jandarma Genel Komutanı, Genel Kurmay Başkanı olamazdı. Çünkü Kuvvet Komutanı değildi. Bunun için ivedilikle bakanlar kurulu kararı çıkarıldı. Ardından Cumhurbaşkanı Gül’ün kararı aynı hızla onamasıyla birlikte Orgeneral Özel, Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na atandı. Orgeneral Necdet Özel’in sadece bir gün Kara Kuvvetleri Komutanı olması, Genel Kurmay Başkanı olması için gereken şartın yerine getirilmesi anlamına geliyordu. Yani hafta başından itibaren TSK'nin yeni Genel Kurmay Başkanı, Orgeneral Necdet Özel olacak...
Siyasilere baktığımda, hükümetten bu yazıyı yazdığım 23:00 sularına kadar ciddi tek bir açıklama gelmedi. Sonunda konuyla ilgili en sert ve yegane açıklama Bahçeli’den geldi. Bahçeli, oldukça ağır olan sözlerini, “TSK’nin komuta kademesi; AKP hükümetinin gerilimden beslenen politikalarına aynı şekilde cevap vermemiş ve millet iradesine saygı göstererek demokratik olgunlukla emeklilikten yana tercihini kullanmıştır. AKP hükümeti bunu acziyet olarak görmemeli ve geçmişin intikamını alırcasına TSK’yi zan ve töhmet altında bırakan uygulamalarından artık vazgeçmelidir. Türkiye’nin bugünkü nazik, hassas ve kritik döneminde sağduyuyla ve sükûnetle hareket etmek zorunluluk haline gelmiştir. AKP hükümeti sorumluluğunun farkına varmalı ve neden olduğu devlet krizinin çözülmesi için samimi adımları gecikmeksizin atmalıdır. Bu konuda siyasi iktidar tarih ve millet önünde büyük bir vebal altındadır”şeklinde bitiriyordu…
Gazeteleri taradığımda ise, Koşaner’in veda metninin neredeyse tamamına yakının sansürlendiğini görmek aslında beni hiç şaşırtmadı. Birçok görsel medyada akil(!) insanlar toplanmış, TSK’deki istifaları yorumlarken, çoğu hızlarını alamayıp, akil(!) yorumlarını on üç askerin şehit edilmesine kadar götürmüştü. Twitter gibi sosyal paylaşım sitesinde de durum farksızdı. Orada da TSK’lerini karalama yarışına girmişti her biri.
Şimdi burada bir dakika durun ve düşünün!..
Aslında tüm bu gelişmelerin iki farklı yorumu var:
1) TSK’nin Kuvvet Komutanları, sonuçlanmayan davalar ve kendisi üzerinde yapılan haksız suçlamalar, tutuklamalar neticesinde, gerçekten hükümete karşı net bir tavır göstermek, belki de ülkemizi dışarıdan gelen baskılardan kurtarmak adına bu istifaları gerçekleştirmiştir.
2)TSK’nin Kuvvet Komutanları, hükümet tarafından istifaya zorlanmıştır.
Bu haberi ilk duyduğumda TSK’nin bu davranışını (birinci seçeneğin var olduğunu düşünüp) onurlu bir davranış olarak görmüştüm. Ancak aradan saatler geçip, az önce belirttiğim durumları gördüğümde ikinci seçenek daha baskın göründü bana. Bu kez aklımda başka sorular belirdi.
1)Bir anda tüm yandaşlar Tv’lerde (zafer çığlıkları atarak) ordumuzu suçlamak için nasıl bir araya gelmişlerdi?
2)Tv’lerde olmayanlar, twitter’da TSK’yi suçlamak için tam kadro orada nasıl olabilmişti? (Öyle yorumlar gönderiyorlardı ki, sanırsınız ki bu ordu, ülkemizin ordusu değil de düşman ordusuydu!.. Üstelikte tüm bu karalamaları yaparken, demokrasiden söz ediyorlardı!.. Bu kadar sert yorumların anlamı sanki bunun bizimle alakası yok dedirtmek içindi. Yani ters köşe)
3)Yandaş medya, Orgeneral Necdet Özel’i uzunca bir süredir övme yarışına neden girmişti?..
4)Bakanları kurulu, böylesine ani ve önemli bir gelişmenin ardından çabucak bu kararı nasıl hazırlamıştı?..
Kırk iki generalimizin içeride olduğu bu günlerde, bu soruların cevabı aslında çok da önemli değil. Sonucu ve süreci hep birlikte yaşayıp göreceğiz…
Ancak burada hepsinden daha çok önem arz eden bir başka detay gözlerden kaçmamalı. Tüm bunlar olurken, Ege Ordusu Komutanı için savcı, yakalama talebinde bulundu. Yani NATO’ya bağlı olmayan tek komutanlığın komutanı için!..
İnsan haliyle düşünüyor, NATO İzmir’e yerleşmişken, orada, onlardan bağımsız bir gücün komutanı neden içeri alınmak istenir?..
Bu sorunun cevabını, iki farklı yorumun birinci seçeneğinde bulabilirsiniz!..