Bunun adı Sevr!.. /Bilge Altun
Türk Milleti...
Türk olmak, ırkçılığa eş değer sayılıyor. Türk Milleti değil, Türkiye halkları ifadesi bilinçlere yerleştiriliyor…
Biz halk olarak, tek bir millet olmanın önemini ve neden ayrıştırılmaya çalışıldığını çok iyi biliyoruz…
Ekonomik kurumlar…
T.C. Merkez Bankası, BDDK, SPK ve Vakıfbank başta olmak üzere tüm bankaların genel merkezleri İstanbul’a taşınıyor…
Biz halk olarak, bunun neden yapıldığını iyi biliyoruz…
Boğaza yapılması düşünülen kanal…
Gemilerin geçişi üzerinde hakların hukuki boyutu itibariyle, uluslararası tartışmaya açılması durumunda bu, Montrö’de elde ettiğimiz hakları kaybetmeyeceğimiz anlamına gelmiyor. Peki bu büyük risk neden göze alınıyor?..
Biz halk olarak, bunun cevabını çok iyi biliyoruz…
Kürt açılımı…
Atamızın büstüne BDP bayrağı asılıyor!.. Ne hükümet yetkililerinden ne de muhalefet partilerinden en ufak bir ses duymuyoruz…
Ama biz halk olarak Atamıza karşı utanç duyarken, neden sessiz kalındığını çok iyi biliyoruz!..
Bayrağımız...
Şehitlerimizin kanıyla ıslanan şanlı bayrağımızın, onurumuz olduğunu iyi biliyoruz…
Bayrağımızın gönderden indirilip BDP bayrağının asılmasına aynı merkezlerden ufak bir ses dahi duymuyoruz…
Biz halk olarak yüreklerimiz yanarak, bunu içimize sindiremiyoruz. Ama asıl hedefin ne olduğunu gayet iyi görüyoruz!..
Etnikleri sıralamak…
Atamızın üstüne basa basa sözünü ettiği ulus devlet anlayışıyla yetiştiriliyoruz…
1 Mayıs günü “artık özgürüz” naralarının atıldığı gösteriyi izlerken, altı ayrı dilde(Türkçe, Lazca, Gürcüce, Ermenice, Kürtçe, Arapça) hazırlanmış olan “yaşasın 1 Mayıs” dövizlerini görüyoruz…
Halk olarak bizler, bu dövizleri gördüğümüzde, özerklik isteyenleri hatırlıyoruz ve sırada neler olabileceğini iyi biliyoruz!..
Ekümeniklik…
Patrikhane dini meclislerine yabancı uyruklu metropolitler atanıyor, çok sayıda Rum papaza Türk vatandaşlığı veriliyor, korsan ayinler düzenleniyor, okullar açılıyor, kiliseler restore edilip ayinler için hazırlanıyor, olmayan cemaatler için Bizans dönemi haritaları ve broşürleri bastırılıyor…
Halk olarak bizler, tüm bunlardan bihaber ediliyoruz. Ama öğrendiğimizde bunun neden yapıldığı bizleri şaşırtmıyor, sonraki adımı görebiliyoruz!..
TSK…
Sınırlarımızın ötesi kaynıyor, ülkelere haçlı seferi düzenleniyor, tarihimizde ilk kez bunların arasında yer alıyoruz. Tüm bunlar olurken olası saldırılara karşı en ihtiyaç duyacağımız kurumumuzun küçüleceği, sivilleştirileceği planı seçim propagandalarında gururla anlatılıyor…
Bizler halk olarak, sabrımızın bir gün tükeneceğini hissediyoruz!.. Ancak tarih bunu ilk kez yazmadığından, böyle bir girişimin sonuçlarının ne olacağını iyi biliyoruz!..
Medya…
Basın ya hükümet taraflı yayın yapıyor ya da yapmayan az sayıda ki basın, birilerinin ekmeğine yağ sürercesine, “bunlar bizleri ya bölecekler ya bölecekler” sözleriyle içimizdeki son umut kırıntılarını yok etmeye çalışıyor…
Bizler halk olarak örütbağda gerçekleri ararken iyice bileniyoruz!..
Haber, sürekli değişim miti…
Ladin öldürüldü senaryolarıyla gündem gereksiz yere meşgul edilirken, sınav skandalları, Belediye baskınları, Wikileaks belgeleri, çılgın projeler, suikastlar düzenleniyor, komplo kasetleri yayımlanıyor, gündem dur durak bilmiyor…
Halk olarak bizlere, bir önceki haberi unuttuklarını sanıyorlar, aksine bizler, yaşadıklarımızın hiçbirini unutmuyoruz!..
Öcalan…
İmralı’da yatan bebek katili, sesini bundan önce çıkarmadığı kadar gür çıkarıyor. Sokaklara talimatlar gönderiyor, devlet yetkililerin sürekli kendisiyle görüştüğü haberleri yayınlanıyor, BDP’li vekillerden tehditkâr sesler yükseliyor, özerklik çığırtkanlıkları yapılıyor… Hükümet yetkililerinden bu tehditlere karşılık ne bir cevap ne de gür bir yalanlama duyuluyor…
Halk olarak bizler, TSK konuştuğunda büyüğünden küçüğüne herkesin “sus, yerini bil” diyen dillerinin neden adeta lal olduğunu merak ediyoruz…
…
Tüm bunlar, bir toplumun bilincini yok etme projesi…
Çok sayıda oyuncunun yer aldığı çok büyük bir proje ve çılgın değil, çünkü ilk kez uygulanmıyor!..
Halk olarak bizler, tüm bu gelişmeleri izleyen bizler, bu yüzden resmin bütününü net olarak görüyoruz!..
Bizler, eskisi gibi duyarsız değiliz unutun bunu...
Bu millet uyandı artık onca yaşananların ardından. Bu yüzden eskisi gibi sorgusuz kabullenmiyor ülkesindekileri…
Özgür hissetmiyor kendisini eskisi gibi. Konuşması yasaklanıyor, muhalif olması yasaklanıyor, yakında interneti yasaklanıyor. Her yerde yasaklar, başkalarının özgürlük naraları altında günden güne asimile edilmeye çalışılan, değerleri, tarihi yok edilme gayretlerini gören bir millet olarak bu vatanda yer bulmaya çalışıyor, Büyük Türk Milleti!..
Bunu daha önce de görmüştü bu millet. Bu yüzden gördüğünü iyi tanıyor. Büyük Türk Milleti'ni yok sayan bir antlaşma hükümlerinin yerine getirildiğini biliyor...
Bunun adı Sevr!..
Ama Sevr'ı uygulamaya çalışanlar, ardından Lozan'ın geldiğini ve bin kez daha geleceğini sanırım hala anlamamış görünüyor!..