“Bir zamanlar gelir, beni unutmak veya unutturmak isteyen gayretler belirebilir. Fikirlerini inkâr edenler ve beni yerenler çıkabilir. Hatta bunlar, benim yakın bildiğim ve inandıklarım arasından bile olabilir. Fakat ektiğimiz tohumlar o kadar özlü ve kuvvetlidirler ki bu fikirler, Hint'ten, Mısır'dan döner dolaşır gene gelir, verimli neticeleri kalpleri doldurur.”
Mustafa Kemal Atatürk

 “Hiçbir zaman şahsî gücenikliklerimi, birtakım olumsuz girişimlerle tatmine kalkmak adîliğine tenezzül etmem” Mustafa Kemal Atatürk

Bunca zaman her gün, her saniye izledik, gördük, belledik!..

Artık zaman, kum saatinin sona yaklaştığı zamandadır!..

Birilerine büyük bir kinle güle güle derken, Atatürk’ün güneşine kocaman bir gülümsemeyle “merhaba” deme zamanıdır!..

Zaman; Atatürk’ün ordusu olma zamanıdır!..

Zaman; Atatürk’ü ve fikirlerini yok etmeye çalışanların,  Kurtuluş Savaşımızı yok saymaya çalışan Ali Kemallerin ve o kendini çok iyi bilen diğerlerinin kalemlerini kırma zamanıdır!..

Zaman; şahsı çıkar peşinde koşanların, bölücülerin, vatana kastetmek uğruna kibir içinde yüzenlerin susturulması gereken zamandır!..

Zaman; “Türk Milleti” kavramının salt  ırk değil, bir kimlik olduğunu bildikleri halde, beyinleri yıkamak adına ırkçılık yapanları, yani kimliklerinde ne yazarsa yazsın asla Türk olmayanları def etme zamanıdır! Bir milleti can evinden vurmuşların, adaletin olmadığı bir ortamda adaleti savunanların, topluma kin ve nefret dayatanların bulundukları yerlerden indirilme zamanıdır!..

Zaman; milli duyguların, memleket sevdasının, vatanın bölünmez bütünlüğünü korumanın, kanının anlamını bilen Türk olmanın, Atatürk olmanın zamanıdır!..

Zaman; Tan-hu' nun(Teoman) ifadesi ile "yay geren halk" yani "Hun" olma zamandır!..

Zaman; Savaş başladığında Turan taktiği ile düşmanı pusuya düşüren, atıldığı zaman ıslık çalan oklarıyla düşmanın gönlüne önlenemez bir korku salan Mete Han’ın on bin okunu gönderme zamanıdır!..

Zaman: Atilla Han’ın “Ben ve milletim Tanrı'nın kırbacıyız. Tanrı kendi yolundan çıkanları cezalandırmak için bizi gönderir.” sözünü hatırlatma zamanıdır!..


Bugüne kadar iyi yaşadığınızı sanıyordunuz...

Sizleri seyrettiğimizi sandığınızda  “Düşmanının en çok korktuğu şeyleri öğrenmek için seni korkutmak için kullandıklarına bak” diyen Hoffer’i gördük sadece, o kalleş gözlerinizde!

Ne bir korku, ne bir endişe, ne bir yenilgi hissi yoktu yüreklerimizde!

Bilge Kağan’ın Kitabe’de yazdığı öğütleri tek tek kazıdık beyinlerimize.

Atatürk’ün “sadece” asil kanı olanlara yazdığı Gençliğe Hitabe ‘den aldık gücümüzü!..

Düşmanımız çok! Ama düşmanımızın silahları değil bizi ilgilendiren, ölümden ne kadar korktuğu!..

Burası bizim topraklar!..

''Savaşmayı değil, ölmeyi emredebilen komutan'' Azrail'i tanıdıktan sonra, bizleri hepten diri sanmayınız!..

Ve bizlerden korkunuz!..

Korkunuz! Zira diriler, bu vatan uğruna toprak altına girmeye, ölü bildikleriniz ise yeniden sizlerin karşısına dikilmeye çoktan gönüllü!..

Yorumlar