Göbek Bağı Eski Türk geleneklerinden biridir göbek bağı gömme geleneği. Bu adete göre bebeğin bağı nereye gömülürse, o bebeğin, bağın bulunduğu yere göre bir yaşam süreceğine inanılır. Tam olarak ne zaman başlamıştır bilinmez ama günümüze geldiğimizde hala süre gelmektedir. Doğduğumda ailem, benim göbek bağımı Hacettepe Üniversitesi’nde bir ağacın dibine gömmüşler. Bilemiyorum bu geleneğin tam olarak kesinliği kanıtlanmış mıdır ama bence doğru. Çünkü ben tıp okumak istiyorum. Genetikçi olup, kök hücre tedavisiyle umutsuz insanlara umut kaynağı olmak istiyorum. Atatürk’ün “beni Türk hekimlerine emanet ediniz” sözüne yaraşır bir hekim olmak istiyorum. Ancak korkularım var. Yanlış anlaşılmasın kendime ya da başarısızlığa dair değil. Başaramamak öğrendiğim bir şey değil çünkü. Eğitimci bir annenin ve mühendis bir babanın kanatlarında; her zaman sevgiyi, başarıyı, adaleti, Türk olmanın gururunu ve ulu öndere yaraşır bir evlat olmayı bilerek yetiştirildim. Benim korkum Türk olarak yaşadığım bu güzelim ülkemde geleceğimin nasıl olacağını bilememem… Doğduğum yıl olan 1995 senesinden bu güne adım adım baktığımda iyiye gider gibi görmüyorum ülkemi. Umutlarım ve başaracaklarım çok. Şimdiden biliyorum yapacaklarımı ama bu ülke için yaptıklarımın gün gelip, ellerimden alınacağı korkusu taşıyorum. Maalesef televizyonlarda izlediklerim hiç iç açıcı değil. Ülkemin çağdaş ve bir şeyler üreten insanlarına yapılanları görüyorum. Ülkemiz adına birçok başarıya imza atan hekimlerin, aydınların bir bir tutuklandıklarını görüyorum. “Neden böylesine yetenekli insanlara bunları yapıyorlar?” diye düşünmekten alamıyorum kendimi. Ardından belki de suçları olduğu ve bu sebeple tutuklandıklarını düşündüğümde ise bu kez onların yerlerini dolduracak ve yabancılara karşı ülkemizi onlar gibi temsil edecek birikimde başkaları var mı diye bakıyorum. Ama maalesef göremiyorum kimseyi ya da onlardan iyilerini. Peki, neden? O kişileri alanlar, yerlerine iyilerini koymadan neden alırlar? Onca hasta, onca kongre ve ülkemizin en güzel temsilinin önünde midir bu yapılanlar? Şaşırıyorum… Bu kez kendime soruyorum; ileride iyi bir genetikçi olma hayaliyle; bu yolda tüm saatlerimi çalışmaya adamışken, bunu başardığımda ne olacak? Ya da hastalarıma umut olmaya başladığım günlerin sonunda beni de mahrum bırakacaklar mı tedavime muhtaç olan kendi insanlarımdan?.. Sırf benim tedavim olamadığı için yine hayatlarını mı kaybedecekler yoksa?.. İşte tüm bu soruların cevabını inanın bilemiyorum!.. Şimdi ülkemizde yaşanılanlara baktığımda göremiyorum geleceğimi. Gelecekte nasıl bir ülkede olacağımızı bilemiyorum. Yıllardır var olanların değiştiğini görüyorum bir bir. İleride ilime karşı, tıpa karşı nasıl bir bakış açısında olacağını bilemiyorum ülkemin. Akil insanların içerilere doldurulduğu, gafil insanların türediğini görüyorum her geçen gün. Korkuyorum ileride kök hücrenin dine uygunluğu mu sorgulanacak yoksa? Sırf bazı ulemalara uygun gelmiyor diye çalışmalarım yüzünden ben de mi tutuklanacağım?.. Belki de laboratuardaki çalışmamı bırakamadığım için namaz saatimi kaçırdığımdan ötürü cezalandırılacağım!.. Ya da en kötüsü; ilmi bir kenara bırakıp, sadece dini esas alan böyle anlayış içerisindeki kadroların için var olamayacağım bile!.. Evet, şu an yaşadıklarımızı gördükçe ileride ne olacağını, neler yaşayacağımı bilemiyorum gerçekten. İleriye umutla bakamıyorum. Ülkem adına aydınlıkları değil karanlıkları görmekten ötürü mutsuzlaşıyorum… Ama sonra birden bir ışık doğuyor, tek bir kişinin varlığı benim tamamen yılmamı önlüyor. Ve ben her seferinde Atatürk’ün ülkem için yaptıklarını düşündüğümde küllerimden yeniden doğuyorum. Atatürk’ün "Türkiye Cumhuriyetinin, özellikle bugünkü gençliğine ve yetişmekte olan çocuklarına hitap ediyorum: Batı senden, Türk'ten çok geriydi. Manada, fikirde, tarihte bu böyleydi. Eğer bugün batı teknikte bir üstünlük gösteriyorsa, ey Türk Çocuğu, o kabahat da senin değil, senden öncekilerin affedilmez ihmalinin bir sonucudur. Şunu da söyleyeyim ki, çok zekisin!.. Bu belli. Fakat zekânı unut!.. Daima çalışkan ol..." sözlerini hatırladıkça bin kez daha ona yaraşır bir evlat olacağıma, göbeğimin bağlı bulunduğu ulusum adına ant içiyorum!.. Lise son sınıf öğrencisi B.K.M. |
532 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |