O; tarih boyunca hakkında elli bine yakın kitap, yüz binlerce makale yazılmış tek Türk’tür!..
Aktif Ziyaretçi | 7 |
Bugün Toplam | 259 |
Toplam Ziyaret | 162855 |
Kıssadan Hisse... Hikaye odur ki; Filleri çok acımasız bir biçimde eğitirler. "Şüphesiz ki insan çok zalimdir." Ve "Şüphesiz ki insan çok cahildir." Bir çukur düşünün. İçine bir filin rahatlıkla sığacağı büyüklükte bir çukur... Fili bu çukura koyarlar. Zavallı fil çıkamaz bu çukurdan. Çünkü çukurun yüksekliği buna göre Aniden, ellerinde kalın sopalarla, "siyah giyen adamlar" beliriverir... Ve zavallı file ellerinde sopalarla vurmaya başlarlar. Vururlar. Vururlar. Vururlar. "Siyah giyen adamlar", saatlerce, aralıksız ve en acımasız biçimde Sonra, "siyah giyen adamlar" ortadan kaybolurlar. Ve sahneye, çukura, "Siyah giyen adamlar", zavallı file, ellerindeki sopalarla, bir "Şüphesiz ki insan çok zalimdir." Sıra yine "beyaz giyen adamlar"dadır. Ellerde ıslak havlular, dillerde Zavallı fil... Nereden bilsin "beyaz giyen adamlar" ile "siyah giyen Hülasa; Dikkat etmek lazım, bizim hayatımızda da "beyaz giyen adamlar" olabilir. Dikkat etmek lazım, bizim ülkemizde de "siyah giyen adamlar" olabilir. Dikkat etmek lazım, sürekli bu oyuna düşmeye mütemayil filler olabilir. Bu nedenle, zaman geçiyor ve hiçbir şey değişmiyorsa insanın kendisine "Yoksa ben bir fil miyim?" |
677 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |