Laiklik devlet düzeninin ve hukuk kurallarının dine değil  akla ve bilime dayandırılmasıdır. 
Laiklik, dinin doğru uygulanabilmesinin teminatıdır!..

O; tarih boyunca hakkında elli bine yakın kitap, yüz binlerce makale yazılmış tek Türk’tür!..

Tarihe Dair Notlar
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi7
Bugün Toplam259
Toplam Ziyaret162855
Kıssadan Hisse...

Hikaye odur ki;

Filleri çok acımasız bir biçimde eğitirler.

"Şüphesiz ki insan çok zalimdir."

Ve

"Şüphesiz ki insan çok cahildir."

Bir çukur düşünün. İçine bir filin rahatlıkla sığacağı büyüklükte bir çukur...

Fili bu çukura koyarlar.

Zavallı fil çıkamaz bu çukurdan. Çünkü çukurun yüksekliği buna göre
ayarlanmıştır.

Aniden, ellerinde kalın sopalarla, "siyah giyen adamlar" beliriverir...

Ve zavallı file ellerinde sopalarla vurmaya başlarlar.

Vururlar.

Vururlar.

Vururlar.

"Siyah giyen adamlar", saatlerce, aralıksız ve en acımasız biçimde
zavallı file vururlar. Filcağız kan revan içinde kalır. Bu öyle bir
işkencedir, öyle "ayarlanmış bir zulüm"dür ki, fil ölmez, ama ölmüşten
beter olur.

Sonra, "siyah giyen adamlar" ortadan kaybolurlar. Ve sahneye, çukura,
birden "beyaz giyen adamlar" doluşur. Ellerinde sopa yoktur "beyaz
giyen adamlar"ın... Islak havlularla filin yaralarını temizlerler, bir
yandan da okşar, merhamet gösterisinde bulunurlar. Filin tüm yaraları
temizlenene kadar, sabırla vakit geçirirler çukurun içinde... Ve "beyaz
giyen adamlar" birden çukuru terk ederler ve yerlerini tahmin
edileceği gibi "siyah giyen adamlar"a bırakırlar.

"Siyah giyen adamlar", zavallı file, ellerindeki sopalarla, bir
öncekini aratacak şiddette vurmaya başlarlar. Aman Allah'ım o ne
acımasızlıktır! Fil feryat figan içinde... Saatlerce devam eder bu
zulüm...

"Şüphesiz ki insan çok zalimdir."

Sıra yine "beyaz giyen adamlar"dadır. Ellerde ıslak havlular, dillerde
güzel sözler, bir elleriyle filin yaralarını temizlerken, diğer
elleriyle okşarlar... Fil ağlar mı bilinmez ama bir süre sonra bu oyuna
gelir... Ve "beyaz giyen adam"lar kendisinden ne isterse yapmaya başlar...

Zavallı fil... Nereden bilsin "beyaz giyen adamlar" ile "siyah giyen
adamlar"ın aynı amaca hizmet ettiğini, aynı kaptan yemek yediğini,
aynı güfteye, farklı besteler yaptıklarını...

Hülasa;

Dikkat etmek lazım, bizim hayatımızda da "beyaz giyen adamlar" olabilir.

Dikkat etmek lazım, bizim ülkemizde de "siyah giyen adamlar" olabilir.

Dikkat etmek lazım, sürekli bu oyuna düşmeye mütemayil filler olabilir.

Bu nedenle, zaman geçiyor ve hiçbir şey değişmiyorsa insanın kendisine
şu soruyu sorması lazım:

"Yoksa ben bir fil miyim?"

  
677 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın