Türk Milleti uyan!.. /Bilge Altun
Türk Milleti uyan! İşte tam da böyle olman isteniyor. O bulutu belleklerimize koyanlar, geleceğini karanlık görmeni istiyor.
Türk Milleti uyan! Böyle hissetmen için medya ve onun kalemşorları, senin tüm umutlarını yitirmen için uğraşıyor!..
Türk Milleti uyan! Yandaş olmaması sebebiyle sürekli yayınları kesilen birkaç medya dışında, her gün önüne konulan ve dış güçler tarafından hazırlanmış yalan haberlerle kandırılıyorsun uyan!..
Türk Milleti uyan! Birilerini güçlü gösteren medya, umutlarının iyice tükenmesini hedefleniyor uyan!..
Türk Milleti, duyduğun umutsuzluk dolu bu hislerin yanlış!.. Bir an önce yanlışından uyan!..
Türk Milleti Atalarını hatırla!.. Mete Han’ı hatırla! Büyük Hun imparatoru Mete Han’ı, yani biz Türklerin atası, Oğuz Kağan’ı hatırla… Oğuz Kağan’ın, yani Mete Han’ın, en zor anlarında ilk düzenli orduyu kurduğunu hatırla!..
Türk Milleti git M.Ö. 209 senesine!.. Mete Han’ın okunu babası Teoman’ın üzerine çevirmesiyle, yetiştirdiği on bin askerin bir an bile tereddüt etmeden oklarını Teoman’a yönelttiği o günü hatırla!.. Düşmanın baban bile olsa topraklar için yapacaklarını hatırla! Kararlılığını gör!..
Türk Milleti! Genlerinde savaşçılık olduğunu, bu özelliğin yüzünden sana ordu millet dendiğini hatırla!.. Sayısız başarılara imza attığını hatırla!.. İşte tam bu noktada gözlerini iyice aç Türk Milleti! Neden medyada sürekli ordunun başarılarının, tarihinin, tarihindeki kahraman ve de kahramanlıkların saptırılmaya çalışıldığını anla!..
Türk Milleti, Ulu Önderimiz Atatürk’ün, seni gururla tanımlarken “Bu memleket dünyanın beklemediği, asla umut etmediği ayrıcalıklı bir varoluşa sahne oldu. Bu sahne en az 7 bin senelik bir Türk beşiğidir. Beşik doğanın rüzgarıyla sallandı; beşiğin içindeki çocuk doğanın yağmurlarıyla yıkandı, o çocuk doğanın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela korkar gibi oldu sonra onlara alıştı; Onların oğlu oldu. Bir gün o doğa çocuğu, Doğa oldu; şimşek, yıldırım, güneş oldu; Türk oldu... Türk budur. Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir.” Dediği bir milletsin sen, bunu aklından çıkarma!..
Türk Milleti! Atatürk’ün evladısın sen! O’nun özenle üzerinde durduğu, millet olmak, birlik olmak gerekir biçimindeki mirasına sahip çıkanlardansın sen unutma!..
Türk Milleti uyan! Senin özün budur! Tıpkı ataların gibisin sen! Mete Han gibi, “karımdan, atımdan vazgeçebilirim. Çünkü onlar benimdir! Ama bir karış toprağımdan vazgeçmem, milletimindir” diyen, bu topraklar için savaşmaktan çekinmeyecek bir milletsin sen!.. Söyle! Bu şartlarda hangi aklı evvel senin toprağından bir toz tanesi alabilir?!..
Susma Türk Milleti! Susma, yittiğini sandığın gücün için tarihine sarıl… Atatürk’e, Mete Han’a, kitabelerde yazılan tüm atalarına ve sözlerine sarıl. Hatırla! Tıpkı sen gibi ataların da korkusuzdu, bunu yeniden hatırla!..
Şimdilerde umutlarımız tükendi diyorsun!.. Onlar büyüdüler, her yanı sardılar, kuşattılar diyorsun!.. Soruyorum sana: 19 Mayıs 1919’dan daha mı kötüydü durumumuz? 1915 yılından daha mı az savaşmamız gerekiyor? Ya da 1922 yılında İzmir’i kurtardığımız gibi, gerektiğinde vatanı kurtaracak gücümüz mü yok? Çok mu fazlalar, her bir yanı kuşatmış durumdalar mı?..
Türk Milleti korkma!.. Onlara en güzel cevabı ilk düzenli ordunun kurucusu olan Ata’n, Mete Han veriyor!..
Mete Han’ın Çin ordusu ile karşı karşıya geldiği günlerden birinde, kendi ordusuyla düşman ordusunun durumunu gözetmek için veziriyle birlikte bir tepeye çıkar. Bakar ki Türk ordusu Çin ordusu karşısında bir avuç görünüyor. Veziri Mete'nin geri çekileceğini düşünerek “Ne düşünüyorsunuz efendim?” diye sorar. Mete Han vezire dönerek: “Bu kadar Çinliyi nereye gömeceğimi düşünüyorum? ”der…
Biliyorum ki Mete Han’la ilgili bu sözlerimi biri(leri) anladı. Umarım diğerleri de anlamıştır…
Hepimizin 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutluyorum…