Laiklik devlet düzeninin ve hukuk kurallarının dine değil  akla ve bilime dayandırılmasıdır. 
Laiklik, dinin doğru uygulanabilmesinin teminatıdır!..

O; tarih boyunca hakkında elli bine yakın kitap, yüz binlerce makale yazılmış tek Türk’tür!..

Tarihe Dair Notlar
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi5
Bugün Toplam256
Toplam Ziyaret162852
Validen Vali'ye fark var...

Aşağıdaki iki öykü gazatelerden alıntıdır..
 
Yıl 1986. Turgut Özal Başbakanlık koltuğunda oturuyor. En debdebeli, en güçlü dönemini yaşıyor.
Başbakan Özal Malatya da bir miting düzenliyor ANAP’ın bütün önde gelen isimlerinin katıldığı bu miting Özal’ın gövde gösterisine dönüşecek. Planlar ona göre yapılmış.
Partinin miting otobüsü Malatya meydanına geliyor. Turgut Özal otobüsün Üzerine çıkıp konuşacak. Protokol gereği kendisini karşılayan Malatya Valisi Naim Cömertoğlun’’a direktif veriyor:
"Gel sen de çık otobüsün üzerine benimle..
Valinin "Efendim ben devletin valisiyim, orada bulunmam uygun kaçmaz" demesi hiçbir işe yaramıyor ve Başbakanla birlikte otobüsün üzerine çıkmak zorunda kalıyor.
* * *
Miting meydanı kalabalık. Otobüsün üzeri daha da kalabalık! Meydandakiıler boyu kısa olan Özal’ı aşağıdan bakınca göremiyorlar. Meydandan otobüse doğru "Çök, çök, çök" sesleri duyulmaya başlıyor. Otobüsün Üzerindekiler çökecek ki, meydandaki partililer başbakan­larını iyice görebilsin!
Özal yanında duran Bakanlardan dayısının oğlu Yetim Hüsnü ye (Hüsnü Doğan) "Sen çömel bakalım Hüsnü" diyor. Mikrofon elinde, bu sözleri herkes duyuyor. Yetim Hüsnü çöküyor, yere çömeliyor. Birkaç kişi daha böylece çöküp çömeliyor.
Özal bu kez yanında duran Vali Naim Cömertoğlu na sesleniyor. Elinde mikrofon var, kendisine özgü umursamazlıkla söylediği bu sözleri binlerce insan duyuyor.
"Vali Bey. Sen de çök. Çömel şuraya."
Vali Bey den gelen ve Malatya meydanına mikrofondan yankılanan ses aynen şöyle:
"Sayın Başbakanım, ben devletin valisiyim. Vali çökmez, vali çömelmez. Vali çökerse devlet çökmüş olur. İzin verirseniz ben aşağıya ineyim..."
Bu sözleri duyan özal çok bozuluyor ama renk ver­miyor. O sırada meydanda bulunanlardan vatandaş Turan Ekin bu dakikaları şöyle anlatıyor:
"Valinin bu sözleri duyulunca meydandaki kalabalıktan İnanılmaz bir alkış koptu.
**
Vali Naim CÖmertoğlu. boynuna "şeref madalyası" takmış olarak aşağıya İniyor.
Bu olay, Vali Beyin bu onurlu davranışı, o günlerde gazetelerde yer buluyor. Vali bir süre sonra merkeze alınıyor, sonra da emekli oluyor.
 
* * *
 
Cilacı Vali!

Geçtiğimiz günlerde Muş Havaalanı... Sağlık Bakanı Recep Akdağ, CHP Milletvekili Ali Topuz, CHP PM üyesi Perihan Sarı VIP salonunda Ankara'ya gidecek uçağa çağrılmalarını bekliyorlar. Bakan Akdağ'ı uğurlamak üzere VIP'te bulunan Muş Valisi Ali Çınar birara kaş -  göz işaretiyle korumasını yanına çağırıyor, kulağına eğilerek bir şeyler söylüyor. Koruma az sonra elinde bir ayakkabı cila süngeri ile geliyor, süngeri Vali'ye veriyor. Vali Çınar, bu kez Bakan Akdağ'ın korumalarından birini yanına çağırıyor. Yine kaş - göz işaretiyle elindeki süngeri göstererek Bakan Akdağ'ın tozlanmış
ayakkabılarını silmesini istiyor. Koruma, anlamazlığa vurup isteği yerine getirmeyeceğini belli edince ne mi ol uyor? Vali Ali Çınar, etrafa çaktırmamaya çalışarak yavaşça masanın altına eğiliyor. Tam Recep Akdağ'ın ayakkabısının tozunu alacak... Hemen yanıbaşındaki Perihan Sarı'nın uyarısı geliyor.

- Yapmayın Sayın Vali. N'olur yapmayın!
Vali, süngeri yavaşça yere bırakıyor, doğruluyor. Yavaş bir sesle Perihan Sarı'ya;
- Çok tozlanmıştı ama, diyor.
- Tozlanırsa tozlansın Vali Bey... Hiç gerek yok buna...
Vali Ali Çınar, Perihan Sarı'ya herhangi bir yanıt vermiyor. Bakan Bey uçağa maalesef tozlu ayakkabı ile biniyor!

 

 

 

 

 

 

  
580 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın