• Millî varlığa düşman kuruluşlar türemişti, Kürt Teali Cemiyeti, Teali-i İslâm Cemiyeti, İtilâf ve Hürriyet gibi. Bunlardan biri de İstanbul’daki “İngiliz Muhipleri Cemiyeti” (İngiliz Dostları Derneği) idi. Derneği kuranlar kendi çıkarlarının korunma çaresini İngiliz himayesini sağlamakta arayanlardır. Derneğe girenlerin başında Osmanlı Padişahı Vahdettin, Damat Ferit Paşa, Dahiliye Nâzırı (İçişleri Bakanı) Ali Kemal ve Sait Molla bulunuyordu. Rahip Frew gibi İngilizler de üye idi. Derneğin iki yönü ve niteliği vardı: Biri açık yönü ve İngiliz himâyesini sağlama amacına yönelik niteliği idi. Öteki de gizli yönüydü. Asıl faaliyet bu gizli yöndeydi. Ülkede örgütlenerek isyan çıkarmak, millî bilinci felce uğratmak, yabancı müdahalesini kolaylaştırmak gibi haince girişimler derneğin bu gizli kolu tarafından yönetiliyordu.
• Dâhiliye Nâzırı Ali Kemal Bey; 23 Haziran 1919’da, benim görevden alındığımı bildiren, dikkate değer bir anlayışın belgesi olan şu genelgeyi yayımladı:
Mustafa Kemal Paşa; günün politikasını bilmediği için, yurtseverliğine rağmen görevini başaramadı. İngiliz Olağanüstü Temsilcisi’nin isteğiyle görevinden alındı. Kanunsuz olarak kurulan bazı heyetler için çektiği telgraflarla politik hatâsını artırdı. Bu zat görevinden alınmış olduğundan, kendisiyle hiçbir resmî işleme girişilmeyecek, hiçbir isteği yerine getirilmeyecektir. Bu önemli günlerde her Osmanlıya düşen görev; barış konferansında geleceğimiz belirlenirken ve beş yıldır yaptığımız deliliklerin hesabı görülürken, aklımızı başımıza devşirmek, akıllıca davranışları benimsemek, uygar dünyanın gözünde bu ülkeyi bir daha lekelememek değil midir?
Ali Kemal Bey düşmanlara ve padişaha, bu genelgesiyle önemli bir hizmet yaptıktan hemen sonra hükümetten çekilmiştir. İstifa yazısında “ülkede baş gösteren ayaklanmaların, çıktığı yerde yok edilmesi kendi görevi iken, padişahın yakın ilgisini çekemeyen bazı arkadaşlarının, yersiz sebeplerle, ihtilâlin genişlemesine yol açtıklarından” söz ettikten sonra “resmî görevinden çekilmekle birlikte, özel olarak hizmet ve sadakate devam edeceğini” ekliyor ve sözlü olarak da padişahtan“düşmanlarımın saldırısından ben kulunuzu koruyunuz” dileğinde bulunuyor. Padişah da “Beni yalnız bırakmayacağınıza güveniyorum. Bağlılığınız bana büyük umut vermiştir. Saray her dakika size açıktır” iltifatında bulunuyor.
• Ali Kemal Bey Sait Molla aracılığıyla, düşmanla işbirliği yapıyordu. Bunu görmek için, Sait Molla’nın Rahip Frew (Fru)’ya yazdığı bir mektuba göz atmamız gerekiyor:
“Ali Kemal Bey’i elde bulundurmalıdır. Bir hediye sunmanın tam zamanıdır.”
“Ali Kemal Bey; adamımıza, basın işinde ihtiyat gerektiğini, belli bir yöndeki kalem erbabını, öncekine aykırı bir gayeye yöneltmenin kolay olmadığını söylemiş. Talimatınıza aynen uyacak. Zeynelabidin Partisi’yle işbirliği yapacak. İşler bulandırılacak.”
“Mustafa Kemal Paşa’ya ve taraftarlarına kendilerini destekliyormuş gibi görünmeli ki, buraya gelebilsin.”
• Ali Kemal Bey yayınladığı bir genelge ile memurların ve halkın kafasını bulandırmış, aleyhimde propaganda ve faaliyetler başlamıştı. Bunlardan en önemlisi Sivas’ta hazırlanmıştır. Elazığ Valisi olarak gönderilen Ali Galip Bey, Sivas’ta aleyhimde bir hareket başlatarak beni tutuklatmak istemiştir.
• Bozgunculuk hareketlerinde Damat Ferit Paşa’nın, eski Dahiliye Nâzırı Âdil ve ondan önceki Ali Kemal Bey’lerle Sait Molla’nın teşvikçi ve tertipçi oldukları anlaşılmıştır. Bu yaptıkları vatan hainliğidir.