Suriye /Bilge Altun Türkiye’nin Şam Büyükelçiliği kapatıldı. Uzun süredir çalan savaş çanları, söylenen sözler, savaşın iyice yaklaştığını göstermekte. Peki, neden? Suriye’ye demokrasi(!) getirmenin amacı nedir? Ya da şöyle sorayım: daha önce Libya, Yemen, Mısır ve Irak’a demokrasi adına yapılan işgallerin sonucu nedir?! Koca bir hiç ve koca bir sermaye!.. O ülkelerdeki halkın hiçbirine demokrasi gitmedi. Gitmediği gibi, en az on yıl kendilerini toparlamaları mümkün değil. Mesela Irak, ne oldu Saddam rejiminin devrilmesinin ardından? Milyonlarca insan katledildi, tecavüze uğradı. Ya Mısır? Mübarek’in gidişiyle ülkede yoksulluk, yolsuzluk en az on kat arttı. Oradaki insanların hiçbiri yarınından emin değil. Ya Libya? Yıllarca Kaddafi’nin semirttikleri kendisini küresel çeteye sattıktan sonra Libya, şimdiden ikiye belki de üçe bölünecek! Bu mudur demokrasi?! Bu mudur bir ülkenin refaha kavuşması?! Elbette hayır!.. Şimdi sırada Suriye var. Aylardır bu işgalin gerçekleşmesi için her yol deneniyor. Esad’ın gücü küçümsenecek düzeyde değil. Ayrıca açıkça görünen Rusya, İran ve Çin’in desteği ile görünmeyen destekler, işgalin gerçekleştirilmesine şuana kadar olanak vermedi. Emperyalist çete, El-muhaberat’a destek veren başka istihbaratları da çökertme uğraşında. Ancak burada da pek başarılı olduğu söylenemez. Zira birçok ülkenin istihbaratçıları Suriye’de tutuklu. Bizden de elli Mit görevlisinin tutuklu olduğu biliniyor. Suriye'de iç savaş çıkarma denemesinin Suriye halkına maliyeti binleri aşıyor. Ve burada ölenlerin yarısı, isyancıların bizzat öldürdüğü kişiler. İsyancıların yaptığı katliamları Esad’ın ordusu yapmış gibi gösteren görsel medya, dünya gözünde bu işgali haklı çıkarmak için türlü yalanları sıralıyor. Peki, neden tüm bu çaba, demokrasi için mi? Hayır! Emperyalist çetenin Suriye’ye demokrasi götürmesi işin kılıfı, yoksa oradaki halk kimsenin umurunda değil! Mesele, Suriye üzerinden İran’a operasyon yapmak! İran’ın kaynaklarını tıpkı diğer ülkelerde yaptıkları gibi kendi üzerlerine geçirmek!.. Suriye’nin işgali, sona iyice yaklaşılması anlamına geliyor! Ardından İran geliyor. Peki İran’dan sonra kimde sıra?! Cevap gayet açık;Türkiye’de!.. Amaç, bölgenin tamamen hakimi olmak ve ardından Kızıl Denizi iç deniz yapıp Kuzey Afrika’ya açılmak. Zira aylar öncesinde Somali ajitasyonu ile dünyanın gözlerini o bölgeye çevirdiler bile. Plan belli, uygulamalar ise bildik. Her ülkede, aynı biçimde, sözde “bahar” denilerek bu plan gerçekleştiriliyor. Bu planın gerçekleşmesi çok büyük önem arz ediyor. Zira bu, sırtlanların uzun yıllar karnının doyacağı anlamına geliyor ki, aynı zamanda var olma ya da yok olma savaşıdır. Bunun için her yol denenecektir. Esad ve Esad’a destek verenler direniyor, emperyalistler de! Türkiye, böylesine korkunç bir sonu hazırlayacak olan Suriye işgalini desteklemekten bir an önce vazgeçmelidir. Ülkenin geleceği için bu oyuna dur deyip, artık sömürgecilere prim vermemelidir. Atatürk’ün “Kaynağı dışarıda bulunan öğütlere uymakla, yurt ve ulus bağımsızlığı kurtulamaz. Tarih böyle bir olay yazmamıştır.” sözünü iyi idrak etmelidir. Bu zamana kadar yapılan hatalardan geri adım atmalıdır. Güçlü devlet olmak, tam bağımsızlık ve iyi bir ekonomi gerektirir. Amerika’nın adamı görüntüsünden uzaklaşmayı, iyi bir diplomasiyle bölgenin bekası için gerektiğinde elini masaya sertçe vurmayı gerektirir. Güçlü devlet olmak, sadece sözlerle sınırlı değildir. Bunu de(dirt)mek için icraat gerekir! Yoksa bize, “Obama’nın el şaklattığında koşarak yanına giden kukla devlet” derler maazallah!.. |
512 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |